YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16007
KARAR NO : 2015/33445
KARAR TARİHİ : 24.11.2015
Tebliğname No : 3 – 2013/386640
MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2012/274 (E) ve 2013/366 (K)
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1) Tanıklar Ş.. A.. ile S.. Ç.. beyanlarında katılandaki burun eğriliğinin olaydan önce olmadığını söylemelerine rağmen sadece tanık H.. D..’ın ve sanığın katılandaki burun eğriliğinin olaydan önce de olduğu şeklindeki beyanlarına dayanılarak, katılana ait temin olunan tüm fotoğraflarıyla birlikte katılanın kendisinin ve dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek katılan hakkında düzenlenen mevcut raporlar ve temin olunan olay öncesi ve olay sonrasına ait fotoğraflar ile katılanın kendisi incelenerek, katılanın burnundaki mevcut eğriliğin olay önceki itibarıyla mevcut olup olmadığı, olay sonrası oluşmuş ise yüzde sabit iz – yüzde sürekli değişiklik şeklinde yaralanma niteliği taşıyıp taşımadığı hususunda rapor alınmadan, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Katılanın da kabul ettiği üzere sanığın katılandan alacağı olduğu ancak katılanın sanığın bulunmadığı yere havale yapması üzerine sanığın alacağını tahsil edememesi üzerine aralarında tartışma çıktığı dikkate alındığında; sanık hakkında TCK’nin 29 maddesince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
Kabule göre de;
3) Sanık hakkındaki hapis cezası TCK’nin 50/1-a ve 52/2 maddelerince takdiren beher günü 20 TL den adli para cezasına çevrilirken 7000.-TL yerine 6600.-TL bulunarak eksik ceza tayini,
4) Sanığın duruşmadaki beyanına göre 800 TL aylık geliri olduğu, hakkında sosyal ve ekonomik araştırma yapılmadığı halde, sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının miktarı gözetilerek TCK’nin 52/4 maddesi gereğince taksitlendirilip taksitlendimeyeceği hususunun tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı saklı tutulmak kaydıyla hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.