Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/14870 E. 2015/30383 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14870
KARAR NO : 2015/30383
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : 3 – 2013/360587
MAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2013/157 (E) ve 2013/487 (K)

Gereği görüşülüp düşünüldü;
Müşteki Mustafa’nın temyiz dilekçesi içeriğinden sanık sıfatıyla temyiz isteminde bulunduğu, katılan sıfatıyla temyizinin bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
1) Sanık Mustafa hakkında, mağdure Ayşegül’ü basit kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2) Sanık Ayşegül hakkında, müşteki Mustafa’yı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanığın atılı suçu kabul etmemesi, müşteki Mustafa’nın soruşturma aşamasında aralarında çıkan tartışmada sanık eşinin kendisine sesini yükseltmesi üzerine alkolün etkisiyle sanık eşine rastgele vurmaya başladığını beyan edip sanık eşinin kendisine vurduğuna dair bir iddiada bulunmamasına rağmen kovuşturma aşamasında sanık eşinin kendisine sopayla vurduğu yönünde soruşturma aşamasındaki beyanları ile çelişkili beyanlarda bulunması, müşteki Mustafa’nın kız kardeşi tanık Zekiye’nin soruşturma aşamasında müşteki kardeşi ile sanık arasındaki kavga olayını görmediğini, lavabodan döndükten sonra müşteki kardeşinin Ayşegül’ü dövmüş olduğunu gördüğünü beyan etmesine rağmen kovuşturma aşamasında bu beyanları ile çelişir şekilde sanığın sopayla müşteki kardeşine vurduğunu beyan etmesi, olay akşamı sanık ve müşteki ile aynı ortamda olduğu anlaşılan tanık Cemal’in soruşturma aşamasındaki ve aşamalardaki beyanlarının birbirleri ile çelişmesi, olay yerine gelen polis ekiplerince düzenlenen 16.07.2012 tarihli tutanak içeriğinde sanığın müştekiye yönelik bir eyleminden bahsedilmemesi, aksine müştekinin ve kardeşinin sanığa saldırmaları üzerine polis ekipleri tarafından zor kullanılarak müştekinin etkisiz hale getirildiğinin anlaşılması karşısında, müşteki ile tanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeden, hangi beyanlara ve delillere üstünlük tanınarak sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit görüldüğü tartışılıp açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Kabule göre de,
1) Müştekinin yaralanmasının kemik kırılmasına neden olması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1 ve 86/3-a maddeleri uyarınca tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 86/1 ve 86/3-a maddeleri uyarınca tayin olunan cezada, 5237 sayılı TCK’nin 62. maddesi uyarınca altıda bir oranında indirim yapıldığında 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmolunmak gerekirken hesap hatası yapılarak 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca kısmen istem gibi BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.