YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14362
KARAR NO : 2015/18847
KARAR TARİHİ : 03.06.2015
Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ….’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 29, 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince iki defa 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ….Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2007 tarihli ve 2006/35 Esas, 2007/10 sayılı Kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 24.03.2015 tarih ve 2013/6612 – 20704 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.04.2015 tarih ve 2015/127501 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
1) Sanığa yüklenen yaralama ve hakaret suçlarına İlişkin olarak kararın gerekçe ve hüküm kısmında asgari hadden uzaklaşıldığına dair bir ibare bulunmaması karşısında, her ne kadar hakaret suçundan hüküm kurulurken, yaralama suçunun aksine “takdiren” ifadesi kullanılmışsa da, hakaret suçundan fazla ceza vermeyi gerektirecek kanuni ve yeterli hiçbir gerekçe gösterilmediği cihetle, 06/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 61. Maddesine eklenen “Adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.” şeklindeki 9. fıkranın suçların işlendiği 30/06/2006 tarihi itibarıyla henüz yürürlükte olmadığı anlaşılmakla, anılan suçlar bakımından para cezasının seçimi durumunda 5237 sayılı Kanun’un 52/1. maddesi uyarınca beş gün adli para cezası üzerinden hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesinde,
2) Adı geçen sanığın üzerine atılı yaralama suça bakımından mağdur …..da meydana gelen yaralanmanın kızarıklık ve ekimoz düzeyinde olup, hakaret suçu bakımından da oluşmuş maddi bir zarar bulunmaması karşısında, sanığın sabıka kaydının olmaması da göz önüne alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca sanık hakkında kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmamasında; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma isteminin kapsamına, talebin niteliğine ve uygulanan yasa maddelerine göre,Yargıtay 1. Başkanlık Kurulunun 19/01/2015 tarih ve 2015/8 sayılı Kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümüne İlişkin Ortak Hükümler” kısmı ile 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik Yargıtay Yasasının 14. maddesi uyarınca işin incelenmesi Yüksek Yargıtay 18. Ceza Dairesine ait olduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE; dosyanın incelenmek üzere ilgili Daireye GÖNDERİLMESİNE; 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.