Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2015/11477 E. 2015/30586 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11477
KARAR NO : 2015/30586
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 3 – 2013/353103
MAHKEMESİ : Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2008/1154 (E) ve 2013/488 (K)

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
Sanık duruşmada savunmasında “olay tarihinde arkadaşı Yusuf ile gezerken bir grup çocuğun olduğunu, içlerinden bir tanesinin kızlara laf attıklarını söyleyerek çağırdığını, yanlarına gittiklerinde aralarında önce sözlü olarak tartıştıklarını, daha sonra birbirlerine küfür ederek vurmaya başladıklarını, kalabalık bir grup olduğunu, bu nedenle kavga olayına karışmadığını, bunun üzerine esnafında geldiğini, daha sonra arabanın altından çıktığını, bu olaydan sonra askere gittiğini, askerden geldikten sonra Erdem ile karşılaştıklarında kendisine vurup vurmadığını sorduğunda, ona vuranın sanık olmadığını, bıçağı gömdüklerini, telefonuda sattıklarını söylediklerini, bu kişilere vurmadığını” ileri sürmüş, müştekinin karakoldaki ifadesi duruşmada okunduğunda “ben şahsın ismini bilmiyorum arkadaşım olan Furkan tanır. Ancak görürsem tanırım” dediği, Vakıf Guraba hastanesindeki ifadesi duruşmada okunduğunda “bu ifademde kısmen doğrudur ancak o anda komadaydım” dediği, 30.05.206 tarihli teşhis tutanağı okunduğunda ise “tutanağı kabul etmiyorum, teşhis sırasında Kadir’i görmedim” dediği, babası olan müşteki Cevat da “oğlum komadayken polis memurları geldiler, Kadir’i getirmediler daha doğrusu ben görmedim oğlumun elini tutarak imza atmasını sağladım, polis ısrar ettiği için bu şekilde yapmak zorunda kaldım” dediği yine müşteki Erdem duruşmada “Ben bu olay nedeniyle hastanede komadan yeni çıkmış olduğum zaman polisler bana birşeyler sorduğunda ben kendimden emin olmadığım için rahatsızlığım nedeniyle budur yada değildir diyebilecek durumda olmadığımdan arkadaşım gördü diye söyledim. Arkadaşımda zaten polislere o kişiyi göstermiş. Bu şekilde sanık bulundu” şeklinde beyanda bulunduğu, bu nedenlerle olay sonrası düzenlenen teşhis tutanağının mahkumiyete yeterli olmadığı ve mahkemenin de teşhis tutanağına itibar etmeyerek, olay sırasında müştekinin yanında olan ve sonrasında sanığın evini gösterip yakalanmasını sağlayan tanık Furkan’ın soruşturmadaki beyanını dikkate aldığı belirlenerek yapılan incelemede;
1) Sanık ile katılan Erdem ve tanık Furkan’ın mahkemede yüzleştirmesi yapılıp ayrıca tanık Furkan’ın olay hakkındaki bilgisi sorulmadan, yine sanığın savunmasında belirttiği Yusuf isimli arkadaşı tespit edilip (0546 456 83 40 numaralı telefonu vardır) beyanı alınmadan, sanık ile katılan Erdem ve tanık Furkan’dan olay yerinde bulunan şahısların ismi sorularak, bu şahıslar tespit edilip tanık olarak beyanları alınmadan, eksik inceleme ile karar verilmesi,
Kabule göre de,
2) Kavganın başlangıcına ilişkin tarafların farklı beyanda bulundukları, katılanın yumrukla vurduğunu söylediği, kavgada sanığın da yaralandığı anlaşılmakla, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışmasız bırakılması,
3) Türk Ceza Kanununun 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yer alan haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait haklardan ise koşullu salıverilmeye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.