YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/42015
KARAR NO : 2015/825
KARAR TARİHİ : 14.01.2015
Tebliğname No : 2014/376210 Kanun Yararına Bozma
Kasten yaralama suçundan sanık A.. Ö..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 86/2, 29, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 500 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kuşadası 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/03 2014 tarihli ve 2011/322 esas, 2014/205 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ilişkin Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2014 tarihli ve 2014/100 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 10.11.2014 tarih ve 2014/19789 – 67205 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24.11.2014 tarih ve 2014/376210 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına sanığın kendisi tarafından beraat etmesi gerektiği gerekçesi ile itiraz edildiği, merci tarafından yapılan incelemede ise sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızası olup olmadığının sorulmadığı gerekçesi ile itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmışsa da, mercii gerekçesinin dosya kapsamı ile çelişkili olduğu, zira sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulduğu ve sanığın da 16/11/2011 tarihli beyanında kabul ettiğini beyan ettiği, ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 Esas, 2013/15 sayılı kararında: “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK’nin 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar verdiği cihetle, itiraz merciinin sanığın beraat etmesi gerektiği yönündeki itiraz gerekçesi yönünden de bir değerlendirme yapması gerektiği halde bu yönde bir değerlendirme yapılmayarak aksine yanlış gerekçe ile sanığın aleyhine olacak şekilde karar verildiği, dosyanın bu hali ile kalması durumunda sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının gerekeceği ve ceza miktarı itibari ile kesin olduğu için olağan kanun yolları ile incelenmesinin de mümkün olmadığı cihetle, sanığın beraat etmesi gerektiği yönündeki talebine ilişkin olarak bir değerlendirme yapılması verine yazılı şekilde karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2014 tarihli ve 2014/100 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.