Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2013/24517 E. 2013/36373 K. 23.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24517
KARAR NO : 2013/36373
KARAR TARİHİ : 23.10.2013

Kasten yaralama suçundan sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2-3-e, 62 ve 52/4. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına,sanığın hakkında daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyet kararı bulunması sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5.gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/12/2010 tarihli ve 2010/1205 esas, 2010/2448 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 13.08.2013 tarih ve 2013/12831-50901 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.09.2013 tarih ve 2013/273096 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkumiyet kararı bulunduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; dosyada mevcut sanığa ait 04.06.2010 tarihli adli sicil kaydında, herhangi bir adli sicil kaydının olmaması karşısında, 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin uygulanması için gerekli şartların mevcut olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Yasalar ile gerçekleştirilen değişiklikler sonucu hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için:
1) Suça ilişkin;
a- Yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü tesis edilmeli ve hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
b- Suç, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp yasalarında yer alan suçlardan bulunmaması,
c- 01.03.2008 tarihinden itibaren işlenen suçlarda ise, suçun ayrıca 3713 sayılı Yasa ile 1632 sayılı Yasa kapsamında yer alan suçlardan olmaması,
2) Sanığa ilişkin olarak ise;
a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d- Sanığın bu kurumun uygulanmasını kabul etmesi,
Koşullarının varlığı gerekmektedir.
Tüm bu koşulların bulunması halinde,mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır. Her ne kadar kanun yararına bozma talebi; sabıka kaydı bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin zorunlu olduğu şeklinde anlaşılacak bir ifade ile yazılmış ise de; yukarıda bahsi geçen koşulların tamamının varlığı halinde mahkeme bu yönde bir değerlendirmede bulunacak ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilecektir.
Tüm bu nedenlerle; Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yukarıdaki gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 30.12.2010 tarih ve 2010/1205 esas, 2010/2448 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesinin (a) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.