Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2013/12971 E. 2013/25820 K. 19.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12971
KARAR NO : 2013/25820
KARAR TARİHİ : 19.06.2013

Nitelikli yaralama suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma Evresi sonucunda, Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01/06/2012 Tarihli ve 2011/142 soruşturma, 2012/1229 esas, 2012/589 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3-c. maddesi gereğince iadesineDair Marmaris 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2012 tarihli ve 2012/294 sayılı Kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2012 tarihli ve 2012/130 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 11.03.2013 tarih ve 2013/4108-16877 sayılı yazısıyla kanun yararına Bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay CumhuriyetBaşsavcılığı’nın 01.04.2013 tarih ve 2013/101624 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 11/10/2011 tarihli ve 2011/14137-626 sayılı kararında, “Her ne kadar, 5271 sayılı Kanunun 170. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, mağdurun kimliği iddianamede bulunması gereken unsurlar arasında sayılmış ise de; bunun yapılan soruşturma sonucunda mağdurun kimliğinin elde edilmesi durumuna ilişkin olduğu, yapılan bütün araştırma ve soruşturmaya rağmen mağdurun kimliğinin tespit edilememesinin şüpheli hakkında iddianame düzenlenmesine engel durum oluşturmayacağı açıktır. Ceza yargılaması için diğer asli unsurların bulunduğu bir durumda, zorunluluktan kaynaklanan bu eksiklik ceza yargılamasının yapılmasına engel teşkil etmeyecektir.” şeklinde belirtmesi ve olay nedeniyle ifadesi alınan şüpheli …’nın, “ben elime tuğla aldım şahsa vurdum sonra cebimden çıkardığım bıçağı şahsı sol karın tarafından bıçakladım” şeklinde beyanı ve dosya da bulunan diğer deliller karşısında, şüphelinin üzerine atılı suçu gerçekleştirdiği, mağdurun açık kimliğinin tespit edilememesinin suçun oluşumunu etkilemeyeceği cihetle, iddianamenin iadesi kararına yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden;Marmaris 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 18.07.2012 tarih ve 2012/130 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309/4.maddesinin ( a ) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,19.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.