Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2012/5723 E. 2012/9521 K. 13.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/5723
KARAR NO : 2012/9521
KARAR TARİHİ : 13.03.2012

Basit yaralama suçundan sanık …’nin,5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 86/2 ve 52/2. maddeleri uyarınca 100 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 3.Sulh Ceza Mahkemesinin 09.09.2008 tarihli ve 2008/318-2008/121 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 12.01.2012 tarih ve 2011/173-1647 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 01.02.2012 tarih ve 2012/19566 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,mahkemesince sanığın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat oluşmaması ve uzlaşmanın gerçekleşmemesi nedeni ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de,olayda mağdurun dosyaya yansıyan maddi bir zararının olmaması ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması karşısında,hükmün açıklanmasının geri bırakılması için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/6.maddesinin (a) ve ( c ) bentlerinde gösterilen suça ve sanığa ilişkin objektif koşulların gerçekleşmiş olduğu,aynı maddenin (b) bendi uyarınca sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışlarına ilişkin sübjektif koşulların ise hakimin duruşmada edindiği izlenimler sonucunda,hakimin takdirine ilişkin bir husus olduğu,ancak somut olayda sanığın talimatla ifadesinin alındığı,dosyaya yansıyan olumsuz kişilik özelliklerinin neler olduğunun belirtilmediği,keza uzlaşma hükümlerinin uygulanmamış olmasının da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel bir hal oluşturmayacağı gözetilmeden,yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu hukukumuzda ilk kez 15.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 23. maddesi ile çocuklar hakkında, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 23. maddesiyle 5271 sayılı Yasanın 231. maddesine eklenen 5-14. fıkralar ile de büyükler için kabul edilmiş, aynı Yasanın 40. maddesiyle 5395 sayılı Yasanın 23. maddesi değiştirilmek suretiyle denetim süresindeki farklılık hariç olmak koşuluyla, çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı koşullara tabi kılınmıştır.
Yetişkin sanıklar yönünden başlangıçta şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası için kabul edilen bu müessese, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2008 … ve 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan
değişiklik ile hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezaları için uygulanabilir hale getirilmiş, böylece başlangıçta yetişkin sanıklar hakkında şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak uygulanan bu kurum Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasalarında yer alan suçlar ayrık olmak üzere tüm suçları kapsayacak şekle dönüştürülmüş, ancak; 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 26.02.2008 … ve 5739 sayılı Yasa ile 3713 sayılı Yasanın 13. maddesinde yapılan değişiklik ve 1632 sayılı Askeri Ceza Yasasına eklenen Ek 10. madde ile; 15 yaşından büyüklerin işledikleri terör suçları ile 1632 sayılı Yasada yer alan suçlar yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsam dışına çıkarılarak kurumun uygulanma alanı tekrar daraltılmıştır.
Hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, suçun, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasalarında yer alan suçlar ile 01.03.2008 tarihinden itibaren işlenen suçlar yönünden suçun ayrıca 15 yaşından büyükler açısından 3713 sayılı Yasa kapsamındaki suçlar ile 1632 sayılı Yasa kapsamında yer alan suçlardan olmaması halinde, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunan veya mahkûm olmasına karşın 3682 sayılı Adli Sicil Yasası uyarınca silinme koşulları oluşan, 01.06.2005 tarihinden sonra işlenen suçlar yönünden ise 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinde tekerrür hükümlerinin uygulanması için öngörülen sürelerin geçtiği mahkûmiyetlerde, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi ve mahkemece de, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması halinde hiçbir isteme bağlı kalmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacak, denetim süresince de dava zamanaşımı süresi duracaktır.
Öte yandan 26.10.1932 … ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, uygulamadaki esaslı hatalar ve esasa etkili usul hataları yasa yararına bozma konusu olabilecektir. Hakimin takdir, tercih ve değerlendirmesine ilişkin hususlarda bu yola başvurulamaz. Kabul edip etmemenin mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar,kanun yararına bozmaya konu olamayacağı gibi, gerekçesi gösterilerek yapılan uygulamadaki takdirin yerinde olup olmadığının kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi de mümkün olmadığından, kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.