Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2011/2939 E. 2012/33374 K. 08.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/2939
KARAR NO : 2012/33374
KARAR TARİHİ : 08.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1)Sanık … hakkında mala zarar verme suçundan verilen hükmün yapılan temyiz incelemesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılanın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2)-Sanık … hakkında 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan verilen hükmün yapılan temyiz incelemesinde,
Diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uygulamasında a,b,d,e bentlerinde belirtilen hakları, sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yasaklamanın aynı yasanın 53/3. Maddesine göre kendi alt soyu bakımından şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin hükümde gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’un 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasının bu konu ile ilgili kısmının “5237 sayılı yasanın 53/1-a,b,d,e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c maddesinde yazılı velayet,vesayet ve kayyımlığa ait yetkileri kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan 53/3 maddesi hükmü gereğince şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına” şeklinde değiştirilmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA ,
3-Sanık … hakkında kasten yaralamaya teşebbüs ve sanık … hakkında yaralama suçundan verilen hükmün yapılan temyiz incelemesinde,
Suça konu silahlar üzerinde 2008/912 numaralı olay yeri inceleme birimince düzenlenen tutanak içeriğine göre parmak izi tespiti mümkün olmadığına dair incelemesi yapılmış olmakla tebliğnamenin 1-a numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
a-Sanık …’nin yaralamaya teşebbüs eylemi yönünden …’nin arkadaşı tanık …’in soruşturma aşaması anlatımlarının hem sanık … hem de diğer sanık … aleyhine beyanlar içermesi nedeniyle tarafsız kabul edilmesi gerektiği, duruşma aşaması anlatımlarının sanık …’yi koruma amacını taşıdığının anlaşıldığı, bu durumda sanığın üzerine atılı kasten yaralamaya teşebbüs suçunun sübut bulduğunun kabulü gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
b-Sanık … yönünden 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uygulamasında a,b,d,e bentlerinde belirtilen hakları, sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yasaklamanın aynı yasanın 53/3. Maddesine göre kendi alt soyu bakımından şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin hükümde gösterilmemesi,
c-Tahrik hususunun sanık …’nin müessir fiile teşebbüs edip etmediği kesin olarak belirlendikten sonra değerlendirilmesi lüzumu ile ayrıntıları Yargıtay CGK’nin 2002/4-238 esas ve 2002/367 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız saldırının hangisi tarafından yapılıp, kavgayı kimin başlattığının kesin bir biçimde saptanamadığı hallerde gerek Ceza Genel Kurulunun gerekse, Özel Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı belirlenemediğinden şüpheli kalan bu halden sanıkların yararlandırılması suretiyle etkili eylemi haksız tahrik altında gerçekleştirdiği kabul edilerek cezasından indirim yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen yazılı şekilde sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık …’ın itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.