Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2009/21636 E. 2012/5794 K. 20.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/21636
KARAR NO : 2012/5794
KARAR TARİHİ : 20.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın, silahtan sayılan bıçakla mağduru yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaralaması eylemi için 5237 sayılı TCK’nın 86/1, 86/3-e, 87/1-d maddeleri uyarınca bulunan 3 yıl hapis cezasının 5237 sayılı yasanın 87/1-son maddesi hükmü gereğince 5 yıl hapis cezasının altında kalması nedeniyle buraya yükseltilip bu miktar üzerinden tahrik indirimi uygulanması gerektiği halde, hatalı uygulama yapılarak yazılı şekilde eksik cezaya hükmedilmesi ve TCK’nun 63. maddesine göre sanığın tutuklu kaldığı sürelerin infaz aşamasında cezasından mahsubu gerektiği gözetilmeden sanığın cezasından indirim yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak … uygulama yapılsaydı 5237 sayılı yasanın 87/1-son maddesi ile bulunan 5 yıl hapis cezası üzerinden mahkemece kabul olunup takdir edilen 29. madde hükmü gereğince 1/4 oranında indirim yapıldığında 3 yıl 9 … hapis ve ve bu miktar üzerinden 62. maddeye göre 1/6 oranında indirim yapıldığında ise 3 yıl 1 … 15 … hapis cezası bulunacaktı.
Şu halde 1 yıl 9 … 24 … hapis cezası 5237 sayılı yasanın 87/1-son maddesi gözetilmeden uygulama yapılmış olması nedeniyle 08.02.2008 tarih ve 5728 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenmiş bulunan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilirlik sınırları içerisine girmiş bulunmaktadır.
… uygulama yapılması halinde 5271 sayılı yasanın 231. maddesinin uygulanma ihtimali bulunmamaktadır.
Konuya ilişkin olarak Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu 04.03.2008 … ve 2008/6-47 esas, 2008/43 sayılı kararında “ sanığın önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, sanığa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacaktır.
Benzer konuda Yargıtay CGK’nun 17.11.1988 … ve 282-348 sayılı kararı ile 23.03.2004 … ve 41-70 sayılı kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır” şeklinde belirtilmiş olup, bu açıklamalar ışığında somut olayımıza ilişkin olarak değerlendirme yapıldığında sanık hakkında 5728 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin uygulanma imkan ve kabiliyeti bulunmadığından tebliğnamenin bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı ONANMASINA, 20.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.