Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2009/20374 E. 2010/20948 K. 16.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/20374
KARAR NO : 2010/20948
KARAR TARİHİ : 16.12.2010

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetlerine dair.

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşülüp düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27.6.2006, 2006/3-170 E ve 2006/166 K.sayılı ve yine 18.9.2007 tarih ve 162 E, 177 K ve yine 3.2.2009 tarih 5 E, 11 K. Sayılı kararı gereğince Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nun 34/2 ve 232/6 madde ve fıkraları uyarınca kararda kanun yolu mercii ve şeklinin gösterilmemiş olması 5271 sayılı CMK’nun 40/2 maddesine göre eski hale getirme nedeni sayılacağından, ilgili kararda da kanun yolu başvuru şekli gösterilmemekle sanık … ile …’ın da temyiz dilekçeleri süresi geçtiği halde geçerli kabul ile yapılan incelemede;
Müsaderesi istenen nakil aracının değeri itibariyle 5219 sayılı kanun ile değişik HUMK’nun 427 maddesi uyarınca hükmün temyiz kabiliyeti bulunmakla yapılan değerlendirmede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 Sayılı Kanunla, özel nitelikte olan 6831 Sayılı Orman Kanununda getirilen köklü değişikliklerin ve ceza sisteminin lehe hükümlerinin bütün halinde değerlendirme sonucu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 7. maddesi dikkate alınarak sanık lehine uygulanması gerekliliği ve 5728 Sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası uyarınca CMK’nun 231/5, 14. madde ve fıkralarında öngörülen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ve soruşturma ile kovuşturması şikayete bağlı suç olma şartının kaldırılması kuralları gereğince bu hususların mahalli mahkemece birlikte değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Sezai … vekili, müdahil vekili ve diğer sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 16.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.