Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2009/20193 E. 2012/4735 K. 13.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/20193
KARAR NO : 2012/4735
KARAR TARİHİ : 13.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıklar vekilinin süre tutum dilekçesinde her nekadar sanık …’un adını açıkça yazmamış ise de; temyiz dilekçesinin içeriği itibariyle sanık … hakkında da kararı temyiz ettiği kabul edilerek yapılan incelemede,
Sanık … hakkında …’a yönelik yaralama eylemi ile ilgili zamanaşımı süresince hüküm kurulabileceği değerlendirilmiştir.
1-Sanık … hakkında kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde,
Sanık hakkındaki hükmü temyiz etmede hukuki menfaati bulunmadığı gibi gerekçeye yönelik bir temyizde bulunmadığından sanık müdafiinin temyiz talebinin CMUK’nun 317.maddesi gereğince REDDİNE,
2-Sanık … hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde,
a-Sanığın eylemi sonucu müştekilerin yaşamsal tehlike geçirmekle birlikte vücutlarında kemik kırığı da meydana gelmiş olmasına göre, 5237 sayılı TCK’nun 44. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaralama eyleminden ceza hükmü tesisi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde tayin olunan cezada meydana gelen kemik kırığından dolayı ayrıca 5237 sayılı TCK’nun 87/3. maddesi ile artırıma gidilmiş olması,
b-Sanığın, eylemi meydana gelen ağır neticeye göre saldırı ve savunmada kullanılan silahtan sayılan sopayla gerçekleştirdiği anlaşıldığı halde TCK 86/3-e maddesinin uygulanmaması neticede eksik ceza tayini,
3-Sanık … hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde,
Sanığın oluşa ve dosya içeriğinden kavgaya dahil olduğu, ancak adli hekim raporları ve tüm dosya evrakı kapsamından ani gelişen olaylarda sanığın iştirak birliği içerisinde nitelikli yaralama suçundan hakkında mahkumiyetine yeterli delil olmadığından hakkında basit yaralamadan değerlendirme yapılması yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı CMK’nın 326/son maddesi gözetilerek BOZULMASINA, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.