Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2009/14518 E. 2010/17391 K. 11.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/14518
KARAR NO : 2010/17391
KARAR TARİHİ : 11.11.2010

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanığın beraatlerine dair,

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak;
Mahallinde 12.10.2006 tarihinde zabıt mümziinin yer gösterimiyle yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişilerin raporunda, suça konu alanın eğiminin %30-35 olduğu, toprağın orman toprağı yapısında olup orman ağaç ve çalı artıklarının ayrışması sonucu oluşan humus bakiyesi bulunduğu, bu nedenle orman toprağı niteliğinde olduğu, erozyon karakteri taşıdığı, mevcut haliyle ormana bitişik olup ormanla bütünlük arzettiği, 1956 tarihli memleket haritasında açıklık alan olarak göründüğü, yerin kuzey ve batısının orman açıklığı, doğu ve güneyinin yol ile çevrili olduğu belirtilmesine karşılık 12.04.2007 tarihinde yapılan zabıt mümziilerinin hazır bulunmadığı keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında ise suça konu alanın eğiminin %8-10 olduğu, toprağının orman toprağı olmadığı humus bakiyesi taşımadığı, orman içi açıklık olmadığı, 4 yönünün açık alanlarla çevrili olup bu alanlarla bütünlük arzettiği, açık alanların devamı niteliğinde olup kadimden beri ormansız açık alan olduğu, 1956 tarihli memleket haritasında yerin civarındaki açık alanlarda 3 adet dam yeri bulunduğu; yine ilk raporda suça konu alana çeşitli meyva ağaçları dikildiği belirtilmesine karşılık ikinci raporda suça konu alana bina yapmak için temel atılıp su basmanı seviyesine kadar beton döküldüğü, işgal ve faydalanma eyleminin 2005 yılı 6 ayında yani suç tutanığı tarihinden önce gerçekleştiği belirtilerek çelişki yaratılmasına göre dava konusu yere ait hava fotoğraflarının celbedilerek zabıt mümziileri de hazır bulundurularak mahallinde farklı bilirkişiler heyeti vasıtası ile yeniden keşif yapılıp en eski tarihli memleket ve amenejman haritaları ile hava fotoğraflarının ve bilirkişi raporlarında dava konusu yere ait memleket ve amenejman haritalarının arazi kadastrosu ile çakıştırıldığı belirtilmekle sahada arazi kadastrosu yapılıp yapılmadığının; yapılmışsa hangi tarihte kesinleştiğinin ve buna göre suça konu yerin vasfının tesbitinden; buna ilişkin celbedilecek harita ve tutanakların da mahalline birlikte uygulanarak suça konu yerin toprak yapısının, eğiminin muhafaza karateri taşıyıp taşımadığının; Suç Tutanığı, eki kroki de dikate alınarak civan taşınmazların konumlarının, sahada bina yapılmak için atılmış temel olup
olmadığının, orman içi açıklık niteliğinde bulunup bulunmadığının, toprak yapısı itibariyle ormandan kazanılıp kazanılmadığının kesin olarak belirlenip bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderildikten sonra gerçerli bir mülkiyet belgesi ibraz edilmemiş olduğu da dikkate alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmeden eksik inceleme ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, müdahil idarenin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 11.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.