Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2020/1184 E. 2020/2908 K. 12.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1184
KARAR NO : 2020/2908
KARAR TARİHİ : 12.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit, tescil ve alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı kooperatif vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olan dava dışı …’ya tahsis ettiği 2 adet daireyi 03.02.2005 tarihinde 60.000,00 TL bedelle satın aldığını, daireleri devreden … ve müvekkilince, söz konusu satış ve devir işlemlerinin kooperatif kayıtlarına işlenmesi ve üyeliğe kabul için gönderilen ihtarnameye rağmen gerekli işlemleri yapmayan davalı kooperatifin, daireleri kur’a ile başka kişiler adına tahsis ettiğini ileri sürerek 2 adet dairenin müvekkiline ait olduğunun tespiti ile adına tescilini, kur’a çekimine ilişkin kararın iptalini, bu mümkün olmadığı takdirde, 60.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.05.2011 tarihli, 2009/6774 Esas, 2011/5847 Karar sayılı bozma ilamı uyarınca, … ve … aleyhine açtığı birleşen davada da aynı taleplerde bulunmuştur.
Asıl davada davalı kooperatif vekili, müvekkili tarafından …’ya satılan dairelerin bedellerinin anılan şahıs tarafından ödenmemesi nedeniyle davacıya yaptığı devir işleminin kabul edilmediğini, daha sonra …’nun kooperatife olan borçlarını ödeyerek satın aldığı daireleri kooperatiften aldığı aynı şartlarla …’a sattığını bildirerek dairelerin … adına kaydının yapılmasını yazılı olarak istemesi üzerine devrin anılan şahıs adına yapılmasına karar verildiğini, müvekkili kooperatifin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, davacıdan bir bedel almadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı …, …’e hisse satışı yapmadığını, hissesini …’a sattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili, müvekkilinin iki adet daireye ilişkin hisseyi diğer davalı … Karusu’dan devraldığını, davacı ile diğer davalı arasındaki hukuki işlemlerin tarafı olmayan ve bu işlemlerden haberdar olmayan müvekkiline karşı husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığnı savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davalar yönünden, davacının bedel tahsili talebinin kabulü ile 93.973,15 TL’nin davalı kooperatif ve davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davada davalı … hakkında açılan davanın reddine dair verilen karar, asıl davada davalı kooperatif vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 22.06.2017 tarih, 2016/5815 Esas, 2017/1925 Karar sayılı ilamıyla davalı kooperatifin, dava tarihinden önce 818 Sayılı BK’nın 101. (TBK’nın 117) maddesine uygun şekilde miktar ve ödeme talebi içeren bir ihtar ile temerrüde düşürülmediği gözetilerek, sadece 60.000,00 TL tutarındaki asıl alacaktan sorumlu tutulması gerekirken, işlemiş faiz tutarının da tahsiline karar verilmesinin ve aynı Yasa’nın 104/son madde hükmüne de aykırı olarak faize faiz işletilmesi sonucunu da doğuracak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının bedel tahsili talebinin kısmen kabulü ile 60,000,00 TL’nin davalı kooperatif ve davalı …’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, …’a karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı kooperatif vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı kooperatif vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Mahkeme tarafından davalı kooperatif ve davalı … aleyhine verilen ilk karar davalı … tarafından temyiz edilmediğinden bu davalı yönünden davacı lehine kazanılmış hak doğmuştur. Dairemiz bozma ilamında davalı … yönünden lehe bozma yapılmadığı halde mahkemece bozmaya uyularak verilen ikinci kararda davalı … yönünden ilk kararda verilen hükmün kurulması gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı kooperatif vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin (1) numaralı bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden asıl davada davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, talep halinde davacı tarafından yatırılan temyiz peşin harcın iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.