Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2019/2281 E. 2020/3690 K. 17.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2281
KARAR NO : 2020/3690
KARAR TARİHİ : 17.11.2020

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne reddine yönelik verilen hükmün davalı kooperatif vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatiften 18.02.2008 tarihi itibariyle çıkmış bulunduğunu, çıkma payı alacağının ödenmediğini, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/22 E. sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin ödemesinin 93.200,00 TL olduğunun belirlendiğini, ancak 11.01.2010 dava tarihi itibariyle alacak muaccel olmadığı için talebin reddedildiğini, müvekkilinin ayrıldığı yıl bilançosunun 05.04.2009 tarihinde yapılan genel kurulda görüşülerek onaylandığını, alacağın tahsili amacıyla Ankara Batı 7. İcra Müdürlüğünün 2014/12531 E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı kooperatifin söz konusu dosyaya yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, Ankara Batı 7. İcra Müdürlüğü’nün 2014/12531 E. sayılı dosyasında itirazın iptali ile takibin devamına,% 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözde ortaklığını 18.02.2008 tarihinde istifa ederek sonlandırdığını, ortak olduğunu, istifa tarihine kadar gerçek bir ödeme yapmadığını, aidat ödemelerinin senetle yapıldığını, kooperatifin eski yönetimince haksız işlemler sonucunda davacının da içlerinde bulunduğu kişilerin alacaklı gibi gösterildiğini, senetlerin ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının çıkma payını talep edebilmesi için kooperatif bünyesinde ve yararına bir ödeme yapması gerektiği, davacının kooperatif kayıtları bünyesinde ödediği gerçek ödemesinin 5.500,00 TL olduğu ve çıktığı yılın hissesine düşen genel gider payının ödemesinden düşülmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın 2.744,14 TL asıl alacak ve 1.756,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.500,69 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte devamına, sıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranda icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince ve katılma yoluyla davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi, katılma yoluyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden senetlerle yapılan ödeme yönünden senetlerin aslının dosyaya ibraz edilmemiş ise de aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen tahsili için girişimde bulunulmamış olmasının bu senetlerin ödendiğine karine teşkil ettiği, gerekçesiyle yeniden esas hakkında karar verilmesine ve davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun takip dosyasında 90.444,14 TL asıl alacak, 40.632,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 131.077,10 TL’ye ilişkin itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 131.077,10 TL üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminat tutarı olan 26.215,42-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine kararı bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesine 23. Hukuk dairesine gönderilmesine, kesin olarak 17.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.