Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2019/2032 E. 2019/2659 K. 13.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2032
KARAR NO : 2019/2659
KARAR TARİHİ : 13.06.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, davacılar tarafından davalı aleyhine … İcra Müdürlüklerinde alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, takiplerin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle İİK.nun 43/2.maddesi uyarınca davalı hakkında iflas istemiyle takibe girişildiğini, borcun ödenmediğini, iflas takibinin de kesinleştiğini ileri sürerek davalının iflasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davalı hakkında … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/456 sayılı dosyasında iflas kararı verildiği, bu kararın 24.04.2018 tarihinde kesinleştiği bu nedenle, davacıların davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle, her bir dava hakkında ayrı ayrı karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince İcra ve İflas Kanunu’nun 164. ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346. maddeleri gereğince davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş.
Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 Başvuru sayılı kararında;
”Mahkemeye erişim hakkı adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlâl edebilir. Bununla birlikte dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğinin kabulü gerekir (B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince iflas davası hakkında verilen hükmün istinaf yoluna başvuran davalı vekiline 14.01.2019 günü tebliğ edildiği ve davalı vekilince, istinaf yoluna başvurma dilekçesinin İİK’nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra, fakat 2 hafta içerisinde 28.01.2019 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece gerekçeli kararda istinaf süresinin 2 hafta olarak belirtildiği, bu
durumda hukuki belirsizlik ve tereddüt bulunması karşısında davalı vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulünde zorunluluk vardır. Bu nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin, istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin 03.04.2019 tarih ve 2019/778 Esas, 2019/575 Kararının bozulmasına, istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin, istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin 03.04.2019 tarihli, 2019/778 Esas, 2019/575 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.