Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/925 E. 2020/4083 K. 07.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/925
KARAR NO : 2020/4083
KARAR TARİHİ : 07.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı borçlunun sulama birliğine ait kanallardan faydalandığını gösteren askı tutanakları olduğunu, davalının birliğe olan 3.700,00 TL kullanım borcunun tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 04.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kooperatifin ortaklarına sulama hizmeti verdiği ancak ortaklarına sulama borcu yansıtılmasına ilişkin yönetim kurulu kararı bulunup bulunmadığının dosyaya sunulan kooperatif kayıtlarından anlaşılamadığı, kooperatife ilişkin kayıtlarda sulama bedelinin ne şekilde tahakkuk ettirildiğinin, borç miktarının ne şekilde saptandığının belli olmadığı, davacıya ait sulama arazi defterlerinde sulama tarihi, sulamayı kimin yaptığı hangi kanal kullanılarak sulama yapıldığı hususlarının yazılı olmadığı, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın davalının kooperatif imkanlarından faydalandığı halde kooperatife olan borcunu ödemediği hususlarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunun 2/j maddesi uyarınca sulama birlikleri su kullanıcılarından su kullanım hizmet bedeli isteyebilirler. Davalı icra takibine yaptığı itirazda alacaklı sulama birliğinden tapu hissesi miktarına göre ödeyeceği miktarın bildirilmesini istediğini ancak kendisine bildirimde bulunulmadığını beyan etmiştir. Davalının hizmet aldığı kendi beyanıyla da sabit olduğuna göre karşılığında ödemesi gereken bedelin belirlenmesi için davacının delil listesinde bildirdiği deliller ile borcun doğumuna ilişkin belgeler getirtilerek, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu nedenle mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.