Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/453 E. 2020/4107 K. 08.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/453
KARAR NO : 2020/4107
KARAR TARİHİ : 08.12.2020

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlalışmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, taraflar arasında 30.10.2013 tarihinde ” Güneş Enerjisi Santrali Arazi Tespit ve Danışmanlık Sözleşmesi” imzaladığını, davalı tarafça gönderilen faturaların çoğunun müvekkili tarafından ödendiğini, ancak davalının edimlerini sözleşme yükümlülüklerine uygun olarak yerine getirmediği, sözleşme konusu somut hiçbir işi yapmamak suretiyle müvekkili şirketi zarara uğrattığını, sözleşme uyarınca yapılan ödemelerin iadesinin istendiğini, davalının ihtara olumsuz yanıt verdiğini ileri sürerek, ödenmiş olan toplam 3 adet fatura bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kayıtlarında davalı tarafın sözleşmenin 3.a. Maddesinde belirtilen yükümlülüğünü yerine getirdiğini gösteren bir kanıt bulunmadığı, davalıya iyiniyetli olarak toplam 95.580,00 TL’lik ödeme yapıldığına ilişkin makbuzların davacı tarafça dosyaya sunulduğu, sözleşme gereğince bu ödemeler sonrasında en geç 1 hafta içerisinde davalının sunması gereken raporları sunmadığı, her ne kadar davalı tarafça keşide edilen 28.09.2015 tarihli cevabı ihtarnamede, arazilerin uygunluğu ile ilgili öncelikle yeni şirket açılması ihtiyacı olduğu belirtilmişse de, sözleşmede bununla ilgili bir madde bulunmamakla birlikte bu durumla ilgili davalı tarafça davacıya gönderilen herhangi bir uyarı ya da öneri yazısının da mevcut olmadığı, davacının 95.580,00 TL istirdat talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen karara yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin “yerel mahkemece davalıya usulunce tebligat yapılmasına rağmen süresinde cevap dilekçesi ile delil listesinin sunulmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından
re’sen gözönünde tutulacak hususlar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği gerekçesiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nce esastan reddolunmuştur.
Bu kez, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.