Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/382 E. 2020/4189 K. 10.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/382
KARAR NO : 2020/4189
KARAR TARİHİ : 10.12.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin icra dosyalarından haczedilen dava dışı borçluya ait taşınır malların davalının icra dosyasından satışa çıkarıldığını, İcra Dairesi’nin davalı alacaklının alacağına mahsuben satışa katılmasına karar verdiğini ve menkullerin alacağa mahsuben davalıya satıldığını, böylelikle İcra Dairesi’nin bu işlemi ile sıra cetveli düzenlenmesine gerek görmeksizin alacaklının alacağının birinci sırada olduğu yönünde bir neticeye ulaştığını, bu işlemin zımni bir sıra cetveli olduğunu oysa davalının borçludan gerçekte herhangi bir alacağının bulunmadığını, alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalının alacağının bulunmadığının tespit ile davalıya ödenen payın müvekkilinin icra dosyalarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, İcra Müdürlüğü’nce satış parasının alacaklılar arasında paylaştırılması için 16.03.2011 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini, satış parasının birinci sırada davalıya ödendiğini, oysa davalının alacağının gerçekte mevcut olmayıp muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 16.03.2011 tarihli sıra cetvelinin iptali ile davalıya ayrılan payın müvekkilinin icra dosyalarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı borçlu şirket arasında 2006 yılından 2009 yılına kadar süre gelen bir ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirketin imalatçı firma olup, dokuma ve kumaş üretimi yaptığını, dava dışı borçlu şirketin ise, imalatçı firma olmayıp, siparişle ürettirdiği ve satın aldığı tekstil mamullerini pazarladığını ve ihracat yaptığını, bu sebeple de müvekkilinden kumaş ve tekstil malları aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; İcra Müdürlüğü’nün sıra cetveli düzenlemeksizin yapmış olduğu işlemin İcra Hukuk Mahkemesi’nce iptal edilmiş olduğu gerekçesiyle, konusu kalmayan asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına; birleşen dava yönünden ise, ispat yükü kendisine düşen davalı alacaklı tarafça alacağın gerçek bir alacak olduğu ve bu alacağın doğumuna ilişkin dosyaya delil sunulmadığı gibi incelenen ticari defterlerden faturalaşmanın gerçekleri yansıtmadığı,
faturaların tek başına alacağın varlığını ispat etmeye yeterli olmadığı, gerekçesiyle, birleşen davanın kabulü ile 16.03.2011 tarihli sıra cetvelinin birinci sırasında davalıya ayrılan payın davacının alacaklı olduğu icra dosyalarına ödenmesine dair verilen kararın birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmeis üzerine Dairemiz’in 2014/3798 E., 2014/3874 K., sayılı ilamı ile davalının başlattığı takibinin dayanağı olan faturaların, bilirkişinin fiktif olduğunu tespit ettiği döneme ilişkin olmadığı gibi, davacının taleplerinin dayanağı olan çeklerin keşide ve ibraz tarihleri ile ihtiyati haciz ve takip tarihleri, davalının takip tarihinden sonra olduğu, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı alacağının daha önce doğduğu ve buna göre de sonraki alacak bakımından muvazaa yaratılamayacağı gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.