Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/2664 E. 2019/5390 K. 17.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2664
KARAR NO : 2019/5390
KARAR TARİHİ : 17.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkillerinin … ili, Mamak ilçesi 6724 ada 16 no.lu parsel sayılı taşınmazda davalılar ile birlikte elbirliği mülkiyetine tabi olarak malik olduklarını, söz konusu taşınmaz üzerinde gecekondu bulunmaktayken davalı … tarafından … Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne müracat ederek 6306 Sayılı Afet Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un 3. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde mevcut gecekondu hakkında “Riskli yapı” belgesi alındığını, tapu kaydına riskli yapı şerhi konularak kararın kesinleştiğini, arsa üzerindeki yapının yıkılarak taşınmaz arsa vasıflı boş hali getirildiğini, daha sonra davalıların hisseder olan …’in sahibi olduğu davalı şirket ile anlaşarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşmeyi de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne sunarak davaya konu taşınmazdaki müvekkilerinin hisselerinin rayiç bedelin çok altında bir bedelle kendilerine satışını gerçekleştirmeyi amaçladıklarını, riskli yapı tespiti kesinleşen binada maliklerin arsa payı bakımından 2/3’üne tekabül eden bir kısmı aynı yönde iradeye sahip ise söz konusu iradeye sahip olan maliklerin öncelikle Sermaye Piyasası Kurulu tarafından lisanslandırılmış değerleme kuruluşlarından birisinden binanın mevcut değerlemesine ilişkin raporu almaları gerektiğini, bina yıkılmadan önce maliklerin toplantı yaparak iradelerininn kayıt aldına alınmasının gerektiğini, davalıların müvekkillerinin payını rayiç bedellerin çok altında bir bedel ile sattırıp kendi amaçları doğrultusunda haraket ettiklerini ileri sürerek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptaline karar verilmesini, müvekkilerininin hisseleri üzerinde ve satış kararının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6306 Sayılı Yasa’nın uygulanmasının idare tarafından yapıldığını, özel bir yasa olduğundan TMK’nın olayda uygulanabilmesinin söz konusu olmadığını, 6306 Sayılı Yasa’nın uygulanması için öncelikle
riskli yapı kararının kesinleşmesi gerektiği ve yasa ile ilgili ihtilafta husumetin idarede olduğunu, idarenin işlem ve eylemlerine karşı dava açıldığından idari yargının görevli olduğunu, davacıların diğer paydaşlar aleyhine açtığı davada davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davalılar aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı arsa sahibi hissedarlar ile davalı yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inaşaat sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
6306 Sayılı Yasa’nın 6. maddesinin 9. fıkrası “Bu kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde 06/01/1982 tarihli ve 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu uyarınca dava açılabilir” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davaya konu sözleşme anılan yasa kapsamında belirtilen idari işlemlerden olmayıp özel hukuk ilişkisidir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dahil olmayan hissedarların sözleşmeyi düzenleyen hissedarlara açmış olduğu davadır. Bu nedenle husumetin bulunduğunun gözetilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcın talep halinde davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.