Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/2147 E. 2018/5408 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2147
KARAR NO : 2018/5408
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince ek karar yönünden temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/201 Esas sayılı dosyası ile iflas erteleme davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde 2016/248 Karar sayılı kararı ile müvekkil şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini, dosyanın Yargıtaya gönderildiğini, yargılama incelemesi neticesinde 05/06/2018 tarihinde mahkemenin anılan kararının onanmasına karar verildiğini ileri sürerek 01/08/2018 tarihinde iflas erteleme süresinin bir yıl süre ile uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia ve tüm dosya kapsamına göre, 2014\201 Esas 2016\248 karar sayılı 18/02/2016 tarihli karar ile davacı şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş, davacının 07.02.2018 ve 01.08.2018 tarihlerinde iflas erteleme süre uzatım talepleri üzerine mahkemece, yürürlükte olan 669 Sayılı KHK.nın 4. maddesi ve diğer yasal düzenlemeler gereğince mahkemece verilen iflas erteleme kararının talep tarihi itibariyle mülga olduğu, her bir iflas erteleme süre uzatım talebinin ayrı bir talep ve dava olma mahiyeti dikkate alındığında talep tarihi itibari ile davacının Yasada karşılığı bulunmayan bir hukuki korumayı talep edemeyeceği yine bu hukuki korumanın sonuçları olan tedbirler yönünden de talepte bulunamayacağı gerekçesiyle ek karar ile iflas erteleme süre uzatım talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, iflas erteleme süresinin uzatımına ilişkindir.
Davacı taraf 20.07.2016 tarihinden önce 18.02.2016 tarihinde verilen şirketin iflasının ertelenmesi kararının, 1 yıl süreyle uzatılması talebinde bulunmuş, mahkemece 669 Sayılı KHK’nın 4. maddesi ile 673 Sayılı KHK.nın 10/2. maddesi uyarınca iflas erteleme ve tedbir kararları verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İflas erteleme kurumu, bilançosu borca batık sermaye şirketleri ve kooperatifleri, borca batıklıktan kurtulma ümidinin olması halinde kanun koyucu tarafından tanınmış bir haktır. Ekonominin dinamiği olan bu kurumların yüklendikleri görev sadece bu şirketlerin kendileriyle değil toplumla da ilgilidir. Yapılan işlerin kendileriyle ilişkili bir çok şirket, kurum, işçi vb. çevreleri ilgilendirmesi nedeniyle bu durumdaki şirket ve kooperatiflere imkan tanınması halinde borca batıklıktan kurtulabilecek iseler, iflaslarının kanunda tanınan

haklar çerçevesinde ertelenmesine karar verilmelidir. Mahkemelerce verilen iflas erteleme kararları yargı yolundan geçmeden veya geçerek kesinleşmiş veya kesinleşme aşamasında erteleme sürelerinin dolması nedeniyle yapılan uzatma talepleri yeni bir dava değil, Kanunda çerçevesi çizilen iflas erteleme kurumu içerisinde bir taleptir. Bu nedenle iflas erteleme kararının uzatılması talebini yeni bir talep gibi görerek olağanüstü hal ilamından sonra çıkartılan 669 ve 673 Sayılı K.H. Kararnameler kapsamında reddine karar verilmesi ne iflas erteleme kurumunun ruhuna, ne de K.H.Kararnamelerinin amacına uygun düşmemektedir.
Bu nedenle; iflas erteleme talebinin olağanüstü halin ilanından önce yapılmış olması ve tedbir verilmiş olması halinde şirket hakkında 673 Sayılı KHK.nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında belirtildiği şekilde inceleme yapılarak talepte bulunan şirket veya kooperatifin bu şirket veya kooperatiflerden olması halinde tedbir kararı derhal kaldırılmalı, yapılan inceleme sonunda erteleme talep eden şirketin veya kooperatifin bu şirketlerden olmaması halinde de erteleme kararı verilmeyerek, tedbir kararları İİK.nın 179 ve devamı maddelerinde belirlenen işleyişe göre değerlendirilmelidir. Bu cümleden olmak üzere mahkemece yeni tedbir kararı verilmeyerek önceden verilen tedbir kararlarının iflas erteleme kurumunun amacı nazara alınarak devamına olanak sağlanmalıdır.
İflas erteleme talebinin 20.07.2016 tarihinden önce yapılmış olması halinde; talepte bulunan şirketin veya kooperatifin borca batık olması ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmesi, kayyım tarafından üç aylık dönemlerde ibraz edilen raporlara göre şirketin durumunun iyiye giderek iflas halinden kurtulmasının mümkün bulunması izleniyor ise, bu durumda iflas erteleme kararı da verilemeyeceği için dosyanın olağanüstü halin kalkmasına veya İİK.nın 179/b-4’te belirlenen sürenin dolmasına kadar elde bekletilmesi, bu süreler sonunda mevcut duruma göre karar verilmesi ancak iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmemesi, bekleme süresinde alınan kayyım raporlarına göre şirketin iflas halinden kurtulmasının mümkün bulunmaması ve nihayet İİK’nın 179/b-4 maddesinde belirlenen sürenin dolması halinde ise şirketin veya kooperatifin İİK’nın 179/b-5 maddesi uyarınca iflasına karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince iflas erteleme talebinin 07.03.2014 tarihinden önce yapıldığı aynı şirketle ilgili iflas erteleme talebinin 18.02.2016 tarihinde 1 yıl süre ile kabul edildiği, iflas erteleme kararında belirtildiği üzere kayyımların davacı şirketin faaliyetleri ve davacının durumu hakkında mahkemeye rapor vermeye devam ettiği, davacı şirketin borca batıklığının devam ettiği ve iyileştirme projesi kapsamında borçtan kurtulmalarının mümkün olduğundan bahisle ertelemenin bir yıl süreyle uzatılmasını talep ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken; Yukarıda yazılı ilkeler ışığında 673 Sayılı KHK.nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında yazılı şekilde gerekli araştırma yapılarak, davacı şirketin bu şirketlerden olmaması halinde iyileştirme projesi bilirkişi ve kayyım raporları göz önünde bulundurularak halihazır durumda iflastan kurtulması mümkün ise iflas kararı verilmeyerek şirketin olağanüstü hal süresince ve en nihayet İİK.nın 179/b-4 maddesinde belirlenen süreler de nazara alınarak izlenmesi, bu süre içerisinde durumunun kötüye gitmesi veya sürenin dolmasına rağmen borca batıklık halinin devam etmesi halinde İİK’nın 179/b-5 maddesi uyarınca iflas kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile bilançosu borca batık olan şirketin iflas erteleme talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile ek kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.