Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/1743 E. 2018/5498 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1743
KARAR NO : 2018/5498
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı … vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalılar ile davacı şirket arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği 48 adet villa tipi bahçeli ev yapılmasının kararlaştırıldığını, her bir pay sahibinin 1/33 oranında ödeme yapacağını, sitenin müşterek alanları için 245.896,06 TL hak ediş bedeli çıkarıldığını, diğer pay sahiplerince ödendiği halde davalılarca kişi başı ödenmesi gereken 7.451,39 TL’nin ödenmediğini ileri sürerek her bir davalıdan 7.451,39 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …, …, …, … ve … vekilleri, davacı ile arsa sahipleri arasında yapılan sözleşme gereği dairelerin 01.05.1999 tarihinde bitirilmesinin kararlaştırıldığını, ancak ek sözleşme ile bu tarihin 30.08.2000 tarihine uzatıldığını, kendilerinin davacılar tarafından hazırlanan projeler üzerinden seçim yaptıklarını, yaptıkları sözleşmede inşaatın ruhsat tarihi itibariyle 48 ay sonunda teslim edilmesinin gerektiğini, inşaatın zamanında bitirilmemesi sebebiyle müvekkillerinin mağdur olduğunu, fazla ödemeleri olduğunu savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, pay sahipleri ile müteahhit firma arasında birim fiyatı uygulamasında 1998 yılında uyuşmazlık çıkması üzerine pay sahipleri ile müteahhit firma arasında 02.04.1999 tarihli ek sözleşme imzalandığını ve sabit fiyat uygulamasına geçildiğini, davacıya 34.000 DM fazla ödemede bulunduğunu savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, yapılan sözleşme ve ek sözleşme gereğince kararlaştırılandan fazla ödeme yaptığını, davacının işi süresinde teslim etmediğini, ek sözleşme ile kararlaştırılan aylık 1.000 DM olmak üzere toplam 12.000 DM cezai şart alacaklarının bulunduğunu, şerefiye farkı olarak 4.000 DM alacaklı olduğunu, borcunun çıkması durumunda bu alacağını takas ettiğini savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Davalı …, müteahhidin yaptığı işe göre kendilerinden fazla para tahsil ettiğini, diğer davalılar tarafından dosyaya sunulmuş olan savunmaları tekrar ettiğini, dairenin dekorasyon ve tefrişatının kendisi tarafından yapıldığını savunarak açılan davanın reddini istemiştir.

Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların her birine ait villa tipi olmak üzere kararlaştırılan bedel ve yapılan ödemeleri ile ek sözleşme hükümlerine göre yapılan değerlendirme ve hesaplamaya göre sonuç olarak davacı ile ek sözleşmeyi imzalayan davalılar …, …, …, …, … ve …’nin dava konusu edilen ve talep edilen alacaktan dolayı davacı yükleniciye herhangi bir borçlarının olmadığı, ödedikleri bedellerin borçlarını sona erdirdiği gerekçeleriyle bu davalılar yönünden davanın ayrı ayrı reddine, davalı … yönünden ise davacının bu davalıdan talep edilen alacağının varlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, diğer davalılar … ile …’in ise bizzat kendi adlarına imzalanmış ek sözleşmelerinin bulunmaması nedeni ile davacı yüklenici ile bu davalılar arasında yapılmış ana sözleşmenin geçerli olması, asıl sözleşmeye göre de davalıların 1/33 er oranında alt yapı ve çevre düzenlemesi giderlerine katılmak zorunda olmaları nedeni ile adı geçen davalıların bu giderlerden paylarına düşen kadarından sorumlu ve borçlu oldukları gerekçeleriyle davanın kabulü ile 7.451,39 ar TL lik alacağının bu davalılardan talebi gibi dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ile davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 27.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.