Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/1653 E. 2020/4054 K. 07.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1653
KARAR NO : 2020/4054
KARAR TARİHİ : 07.12.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkilinin ithal ettiği malların tüm gümrük işlemlerinin biritilmesi, eşyanın çekilmesi ve deposuna teslim edilmesi konusunda davalı ile anlaştığını ve noter aracılığıyla vekalet ilişkisi kurulduğunu, bedelini ödediği eşyaların davalı tarafından bilgilendirme yapılmaması nedeniyle eşyanın tasfiyeye kaldığını ve davalı tarafından istenilen vergi masrafları aynı gün havale ettiklerini, davalının bu miktarı gümrük idaresine ödemediğini, üzerine düşen görevi yerine getirmediğini, eşyanın ikinci kez tasfiyeye kaldığını ileri sürerek uğradığı zararı talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının süresinde işlemlere başlamadığından ithal ettiği iplikleri tasfiye rejimi altında gerçekleştirdiğini, müvekkilinin ipliklerin yurda geldiğinden dahi haberi olmadığını, davacının bildirmediğini, gümrüğe gelen eşyaların 45 gün içinde beyannamesinin verilmesinin gerektiğini, vergi ücretini son ödeme günü hesaplarına yatırıldığını, havale edildiğinin bildirilmediğini, aksi halde de işlemler için sürenin yetmeyeceğini savunarak açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından ithale dilen malların gümrük işlemlerinin yapılması için davalı tarafa süresinde bildirim yaptığını ispat edemediği, davalının geç haber verilmesi ile serbest dolaşım işlemlerine başladığı, ancak davacının para cezasını ödediği halde yasal sürede vergi ve resimler ile ardiye ücretini banka dekontunda da anlaşıldığı üzere son gün davalı şirket hesabına havale ettiği, gümrük işlemlerinin bu nedenle zamanında yerine getirilmediği, davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi sonucu Dairemiz tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucu, mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda gümrük muayene işlemlerinin tamamlandığı davacı tarafından ödemenin son gün yapılmış olmasının işlemleri tamamlamaya engel olmadığı, yarım günde kalan işlemlerin davalı tarafından tamamlanabileceği, aksi durumda gümrük idaresine başvuru yapılarak mesai saatleri dışında da işlemlerin yaptırılabileceğinin belirtildiği, mahkemenin hangi gerekçe ile bilirkişi raporundan ayrıldığının değerlendirilmediği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmün bozulmasına ilişkin Dairemiz kararına karşı davalı vekili tarafından ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi talep edilmesi sonucu karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamında, davacının gümrükteki eşyasını takipte basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, tasfiyeye kalan eşyasının tasfiye hükümleri gereği satıldığı, satış bedeli düşüldükten sonra kalan bedelin davacıy ödenmesi gerektiği, davacının gümrük idaresinden bu parayı almak için 1 yıl süresi olduğu ve başvuru yapılmadığından hazineye irat kaydedildiği, davacının zararın artmasına etkisinin olduğu, EBK’nın 98/2 yollaması ile 44. madddesi gereği takdiren %40 oranında tenkis yapıldığı gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, tazminat istemine ilişkindir. Gümrükte davacı adına vergisi yatmadığı gerekçesiyle alınamayan malın ardiyede belli bir süre bekletildikten sonra satıldığı, gerekli kesintiler yapıldıktan sonra 103.990,00 TL bedelin davacıya ödenmek üzere depo edildiği, davacının depo edilen bedeli almaması üzerine hazineye irat kaydedildiği anlaşılmaktdır. Zararın artmasına, davacının kendi adına depo edilen parayı almamak suretiyle kendisinin sebep olduğu, bu nedenle depo edildiği halde davacı tarafından alınmayan bu bedelin Borçlar Kanunu’nun 52.maddesi uyarınca belirlenen tazminattan indirilmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.