Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/1496 E. 2020/3127 K. 20.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1496
KARAR NO : 2020/3127
KARAR TARİHİ : 20.10.2020

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esasdan reddine yönelik verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Avukat … gelmiş, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacılar vekili, davalı kooperatifin 01.06.2014 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan bir takım kararlara karşı müvekkillerinin aleyhte oy kullandıklarını ve muhalefet şerhi verdiklerini, alınan kararların anasözleşme ile kooperatif kanunu hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız olduğunu savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların toplantı tutanağı sonunda muhalefet dilekçesi sundukları ve bu dilekçenin tutanağa eklendiği, toplantıya kooperatifin 77 ortağından 21’nin asaleten 20’snin de vekaleten olmak üzere 41 ortağın katıldığı, gündemin 10/b bendinde alınan “aidat borçlarını ödemeyen üyelere 01.06.2014 tarihinden itibaren her ay %1 gecikme cezası uygulanmasına” ilişkin kararın 20 kabul oyu ile alındığı, kabul için 21 yeter sayısına ulaşılamadığı için iptalinin gerektiği, iptali istenen 01.06.2014 tarihli genel kurulda alınan diğer tüm kararların ise kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, bu itibarla iptali istenen genel kurulun sadece 10/b maddesinde alınan kararın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara yönelik, davacılar vekili tarafından iptali istenen genel kurulun 7 ve 8. gündem maddelerinde alınan kararların da kooperatifler kanunu ve anasözleşme hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, “iptali istenen gündemin 7. maddesi kapalı otoparkların inşası, peyzaj işleri ve blokların iskanlarının alınması konularında yükleniciyle ilgili olup, Maddede protokolün esaslarının ayrıntılı olarak belirtildiği, (a) bendi ile kooperatifler Birliğine verilecek dairelerin asgari bedelinin tayin edildiği, (b) bendinde 114 dairenin kapalı otopark ve peyzajının yapılması ve Kooperatifler
Birliğine teslim edilmesinin noter kanalı ile taahhüt edilmesi hususunun protokole konulması hususunun kabul edildiği, 114 dairenin asgari bedelinin belirtiltildiği, (c) bendinde kooperatife ait 78 dairenin kapalı otopark ve peyzaj işinin değeri ile 7A ve 7B Blokların iskan harçlarının değerlerinin belirlenerek bu asgari bedel kadar tapulu dükkan ve daire alınması kararının alındığı, belirlenen değerin asgari değer olması karşısında, işlemin gerçekleştiği sırada yönetimce belirlenmiş değerin geçerli olacağı kabul edildiğinden yapılacak işlem sonucunun rayice uygunluğunun devir anında tartışılabileceği, toplantı anında gelecekteki rayiç değerin belirlenmesinin mümkün olmaması karşısında kararın bu hali ile kanun ve ana sözleşmeye aykırı bir yönü bulunmadığı, (d) bendinde yapılacak işlerin sonunda 23 dairenin müteahhide verilmesi (tahsis ve satış veya devir) ve asgari 40.0 TL. karşılık alınmasına karar verildiği, bu dairelerin zaten daha önceden yükleniciye verildiği, işlerin eksiksiz tamamlanmasını sağlamak amacıyla Kooperatifler Birliği nezdinde teminat olarak tutulduğu, bu kararın önceki protokollerin doğal bir sonucu olduğu, yine teslim sırasında ayrıca bir bedel alınmasının gerekmesi durumunda asgari miktarın genel kurulca belirlenmiş olmasında da kanuna ve anasözleşme hükümlerine aykırı bir durum olmadığının anlaşıldığı, gündemin 8.maddesi, İskan, kapalı otopark ve tapu işlemleri ile ilgili olup, (a) bendi ile Kat Mülkiyeti ve iskân konusunda işlem yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verildiği, (b) bendinde Kooperatifler Birliğinden Kat Mülkiyeti veya kat irtifakı tapularının alınması ile ilgili bir azami bedel belirlemesi yapıldığı, kooperatiften çıkacak bir paranın azami miktarının genel kurulca belirlenmesinde kanun ve anasözleşmeye bir aykırılık mevcut olmadığı, emlâk vergisi alım satım harçları matrahının, satışa konu olan gayrimenkulün emlâk vergisi asgari değerinin altında olamayacağından, bedelin 40.000.- TL ile 150.000.- TL arasında geniş bir aralıkta tutulmasının önemli olduğu, çünkü hali hazırda bir bedel karşılığında satışın söz konusu olmadığından, 3.bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere devir karşılığında kooperatifin kasasına girecek bir bedelin de zaten bulunmadığı, önceden sözleşmeye bağlanan bir işlemin, daha sonra vergiye tabi olması durumunun yasaya ve iyi niyet kurallarına aykırı sayılması mümkün görülmediği, genel Kurulun 8 no.lu gündem maddesi ile alınan kararın ortakların şahsi sorumluluklarını artırdığı ve böyle bir kararın ancak 3/4 çoğunlukla alınabileceği yönündeki itirazlara gelince; Genel kurulda alınan kararın Kooperatifler Kanunu’nun 34. Ve 52. maddesine ilişkin ek ödeme niteliğinde bir karar olmadığı, Kooperatifin varlığını devam ettirebilmesi ve işleyişi için ortaklarından aldığı aidatların bu anlamda ek ödeme niteliğinde kabul edilmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay içtihatlarında da işaret edildiği üzere ortaklardan bir defaya mahsus olmak üzere karar altına alınan aidat bedellerinin açıklandığı şekilde yasa maddeleri anlamında şahsi sorumluluklarını arttıran ek ödeme niteliğindeki kararlardan olmadığı ” gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusu esastan reddolunmuştur.
Bu kez, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle Y.K.’nın 01.06.2014 tarihli 8/b maddesini uygularken Kooperatifler Kanunu’nun 62.-Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddeleri gereğince kooperatif işlerinde titizlik ve özen gösterecekleri aksini davranışlarının sorumluluklarını doğuracağının tabi olmasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.