Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/149 E. 2020/3683 K. 17.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/149
KARAR NO : 2020/3683
KARAR TARİHİ : 17.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi iken ödenmemiş borcu olduğundan bahisle, davalı kooperatif yönetiminin 05.09.2006 tarih ve 193 sayılı kararı ile ortaklıktan ihraç edildiğini ve kendisine Fethiye 1. Noterliğinin 05.09.2006 tarih ve 07844 sayılı yevmiye numaralı ihbarname ile bildirildiğini, davalı kooperatifin bu eyleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek söz konusu davalı kooperatifin ihraç kararının iptaline ve davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, açılan davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacının ihracına yönelik yasal prosedürlerin şeklen yerine getirildiği, ancak davalı tarafından keşide edilen birinci ve ikinci ihtar tarihlerinden sonra davacı tarafından ödeme yapıldığı, davacı tarafından ihtar edilen süre içinde ödeme yapıldığından davalı kooperatifin 05/09/2006 tarihli 193 sayılı ihraç kararının KK 27.maddesi ve ana sözleşmenin 14/1 2 maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle davacının talebinin yerinde olduğu ve ihraç kararının iptalinin gerektiği ancak hüküm kısmında tazminata ilişkin sehven hüküm kurulduğu zira kısa kararın değiştirilemeyeceği sebebiyle kısa kararın aynen tekrar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- 6100 sayılı HMK’ nın 297/2. maddesi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine Anayasanın 141’inci maddesinin 3’üncü fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da 6100 sayılı HMK’ nın 297/2. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Dolayısıyla gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır. Somut olayda Mahkemece kararın gerekçe kısmında; davalı kooperatifin 5/9/2006 tarihli ve 193 sayılı ihraç kararının KK27.maddesi ve ana sözleşmenin 14/1-2 maddelerine aykırı olduğu, davacının talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerektiğine karar verildiği halde gerekçe hüküm çelişkisi yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde hükümde; davanın kısmen kabulü ile 110.000 TL nin ıslah tarihi olan 27/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte yer alan gerekçelerle hükmün BOZULMASINA, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.