Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/1323 E. 2020/4364 K. 17.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1323
KARAR NO : 2020/4364
KARAR TARİHİ : 17.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin eda davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalının üyesi olduğu dava dışı kooperatiften alacağı olduğunu, bu alacak için kooperatifin davalıdan olan alacağını müvekkiline temlik ettiğini, alacağın tahsili için aleyhine girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı kooperatife borcu olmadığından söz konusu temlikin kendisini bağlamayacağını, müvekkilinin daha önceden temerrüde düşürülmemesi nedeniyle temlik tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 07.11.2012 tarih ve 5068 E.,6476 K.sayılı ilamıyla doğru hükme varabilmek için öncelikle, davalının menfi tespit istemine konu kesinleşen davada hüküm altına alınan miktarın hangi dönemlere ilişkin olduğu, davaya konu temlikname nedeniyle davalının davacıya borçlu olup olmadığı, borcu var ise takip talebi de gözetilmek suretiyle davaya konu talebin hangi alacak kalemine ve hangi dönemlere ilişkin olduğu,varsa borcunun kalem kalem tespiti ve temyiz aşamasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/2. ve Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu’nun 7. maddesine istinaden, davalının borcuna ilişkin faiz oranı kooperatif genel kurul kararıyla belirlenmiş olsa bile, davalının takip konusu borç kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı ve 818 sayılı BK’nun 104/son (TBK’nun 121/son) maddesi gereğince faize faiz yürütülemeyeceği kabul edilerek taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamına göre, davalının payına düşen 3.000 TL şerefiye payına süresinde itiraz edilmeyerek kesinleştiği, şerefiye payının ne şekilde ödeneceği konusunda genel kurul kararının bulunduğu, yakıt gideri konusunda genel kurul kararının bulunmadığı, ısınma konusunun yapı kooperatifinin amaç ve konusuna girmediği, kat mülkiyeti ile ilgili olduğu,
site yönetimi yada yöneticisi tarafından davalıdan talep edilebileceği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.