Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2018/1168 E. 2019/338 K. 07.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1168
KARAR NO : 2019/338
KARAR TARİHİ : 07.02.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki şahsi iflas davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın, davalılar , …, …, … ve … yönünden davanın reddine, diğer davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, yönetimi ve denetimi ile hisse senetlerinin mülkiyeti fona intikal eden … Bank A.Ş’nin eski yöneticisi olan davalıların, bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olarak ve basiretsizce, kredibilitesi ve geri ödeme gücü bulunmayan firmalara kredi kullandırılması ve dava dışı … Tekstlik A.Ş’nin borcuna mahsuben … Holding A.Ş’nin (B) tipi hisse senetlerinin rayiç değerinin üstünde bir fiyata satın alınması suretiyle bankaya zarara uğrattıklarını ve bankanın fona devrine neden olduklarını ileri sürerek bu kapsamda oluşan 16.680.423,29 TL tutarındaki zararın tahsili ile davalıların şahsen iflaslarını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri savumalarında özetle, dava konusu eylem ve işlemlerde kanuna aykırılık bulunmadığını, ortaya çıktığı iddia edilen zarardan müvekillerinin sorumlu tutulamayacağını, uygun illiyet bağı bulunmadığını, müvekillerinin genel kurullarda ibra edildiklerini belirterek davanın reddine istemişlerdir.
Mahkemece, davalılar …’nun bankayı zarara uğratan karar ve işlemlere iştirak etmedikleri gerekçesiyle adı geçen davalılar yönünden davanın reddine, diğer davalılar …, , …, …, … ve …’ın kanuna aykırı eylem ve işlemlerle bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürdükleri, bu davalılar yönünden iflas isteme koşullarının …/…
oluştuğu, ancak davacı …’nin alacaklarını … Yönetim Şirketi’ne devretmesi nedeniyle zarar unsurunun ortadan kalktığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davacı ve davalılardan …vekilinin temyiz istemi üzerine, 19. Hukuk Dairesinin 04.12.2008 tarih ve 2008/7566 Esas, 2008/11943 Karar sayılı ilamıyla, davacı …’nin, kredi borçlarından olan alacağını temlik ettiği, şahsen iflasını istediği davalılardan olan dava konusu alacağını temlik etmediği, temliknamenin, bankanın iç bünyesinde kanuna aykırı karar ve işlemleriyle bankaya zarar veren yetkili kişilere yöneltilecek talep ve dava hakkını kapsamadığı, bu nedenle …’nin aktif husumet ehliyetinin devam ettiği, mahkemece bu husus gözetilerek davalılar …, , …, …, … ve … hakkındaki davaya devam edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
… bozmasından sonra, davalılar …, hakkındaki dava eldeki davadan tefrik edilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu edilen zararın, dava dışı bazı firmalara kullandırılan kredilerin geri dönmemesinden kaynaklandığı, bu firmalardan sadece … …A.Ş firmasına kullandırılan kredi nedeniyle toplam 182.590,00 TL zarar oluştuğu ve bu işlemde de davalıların imzasının bulunmadığı, bunun dışındaki diğer kredilerde ise davalıların yasaya aykırı herhangi bir eylem ve işleminin bulunmadığı, verimlilik ve emniyet ilkelerine aykırı davranılmadığı, gerekli teminatların alındığı, risk teminat dengesinin sağlandığı gerekçesiyle, davalılar … ve … hakkında daha önce verilen red kararı kesinleştiğinden bu davalılar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar …, , …, …, … ve müflis … hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.