Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2017/2812 E. 2020/3262 K. 26.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2812
KARAR NO : 2020/3262
KARAR TARİHİ : 26.10.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’in davalı kooperatifin üyesi iken 1979 yılında öldüğünü, davalı kooperatifin bu ölümle ilgili hiçbir işlem yapmadığını, müvekkillerinden … oğlu …’in üyeliğin durumu ile ilgili bilgi almak istediği vakit ölüm sebebiyle kooperatiften çıkartıldığının söylendiğini, diğer davacıların davacı … oğlu …’in üyeliğine muvafakat ettiklerini ileri sürerek, davacı … oğlu …’in davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın davalının adresine ilişkin beyanının yeterli olmadığı, bu durumun HMK’nın 119/1-b maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 09.02.2016 tarihli ilamıyla davacının verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde bildirdiği davalının “Hurma Köyü Antalya” adresine tebligat çıkartılmadan, ticaret sicil memurluğundan davalı adresi sorulmaksızın Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde taraf teşkili sağlanmaksızın, hatalı işlem ve yanılgılı gerekçeyle kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı kooperatif vekili sunduğu cevap dilekçesinde, davacıların murisinin kooperatife karşı aidat ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle üyelikten ihraç edildiğini, davacıların kooperatifle 27 yıl hiç irtibat kurmadığını, kooperatife üyeliğin tespitine yönelik bu dava açılmasının TMK’nun 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak, davanın hak düşürücü, zamanaşımı veya esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ölüm nedeniyle ortaklığın devrinde bir süre belirtilmediğinden davanın hak düşürücü süre veya zamanaşımı nedeniyle reddi talebinin yerinde olmayacağı, davalı kooperatifin mirasçıların kendiliğinden harekete geçmedikleri gerekçesiyle ortaklık sıfatının düştüğü yönündeki iddiasınında kabul edilemeyeceği, mirasçıların anasözleşmenin 19. maddesi uyarınca ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda kooperatifçe uyarılmaları gerektiği, mirasçılara tebliğ edilmeyen ölü ortağın kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin işleminde geçerli olmadığı, ancak davacı …’in 10.07.2009 tarihinde davalı kooperatife başvurarak üyeliğin adına devamını istediği, talebinin kabul edilmediği, 6 yılı geçkin sene hiçbir hak talebinde bulunulmadan bekledikten sonra 31.08.2015 tarihinde açılan bu davanın TMK’nın 2. maddesi hükmündeki iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.