Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2017/2734 E. 2020/3180 K. 21.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2734
KARAR NO : 2020/3180
KARAR TARİHİ : 21.10.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında “Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin iki yıl süreli olduğunu, müvekkilinin yüklendiği edimi en iyi şekilde yerine getirmek üzere bir çok malzeme satın aldığını ve gerekli sayıda personeli işe alıp bunları eğittiğini, edimini yerine getirmeye başladığını, ancak davalının sözleşme süresi dolmadan sebepsiz olarak sözleşmeyi feshettiğini müvekkiline bildirdiğini, davalının keyfi olarak sözleşmeyi feshetmesinin sözleşme ve TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere 20.000,00 TL’nin tazminatın reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede feshe ilişkin hükümlerin açıkça düzenlenmediğini, sözleşmenin 9/b maddesi uyarınca sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek, en az 3 ay önceden noter ihtarı ile sözleşmenin feshinin mümkün olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan hakkını kullanarak sözleşmeyi feshettiğini, ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşme bedelinin piyasa rayiçlerinin çok üzerinde olduğunu, müvekkili şirketin eski bir elemanının davacı şirketle işbirliği yaptığını, müvekkilinin davacı şirkete güvenini kaybettiğini, davanın haksız açıldığını savunarak, reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 16.09.2014 tarihli 2014/2498 E. 2014/5669 K. sayılı ilamı ile mahkemece, yargılama aşamasında davalı tarafından fesih ihtarında belirtilmeyen ancak yargılama aşamasında usulüne uygun olarak ileri sürülen fesih nedenini kanıtlayıcı delillerin ibraz ettirilmesi, davalının fesih ihtarı ve sonradan ileri sürdüğü fesih nedeni ve taraflar arasındaki sözleşme maddeleri kapsamı da birlikte değerlendirilerek, öncelikle davalı tarafından sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, haklı ise tazminat talepleriyle ilgili şartların oluşup oluşmadığı üzerinde durulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyma kararı sonucu yapılan yargılamada; davalı tarafın fesih nedenlerinin yerinde olup olmadığının değerlendirildiği, davalı tarafın fesih nedenli açıklamalarının benimsenebilir bir savunma olarak görülmediği, sözleşmenin haksız olarak fesholunduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.