Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2017/2614 E. 2020/2857 K. 16.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2614
KARAR NO : 2020/2857
KARAR TARİHİ : 16.09.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan “Sistem Kullanım Anlaşması”nın 30.06.2010 tarihinde revize edildiğini, bunun yanında “Bağlantı Anlaşması”da bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline 2012 Eylül dönemi sistem kullanım ihlali cezası açıklaması ile 10.053,97 TL bedelli ceza faturası gönderdiğini, davalıya ihtarname ile fatura bedelinin kabul edilmediği bildirilerek fatura aslının iade edildiğini, ihlâlin ne şekilde tespit edildiğinin belirsiz olduğunu ve bu konuda kendilerine bir belge tebliğ edilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca herhangi bir ihlâl sebebiyle cezai şart uygulanabilmesi için kullanıcıya yazılı bir uyarıda bulunulması ve bu uyarıda ihlâlin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, bu hususun yerine getirilmemesi nedeniyle ceza faturasının esas ve usule aykırı olduğunu ileri sürerek, davaya konu faturadan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, borçlu olduğu kanaatine varılır ise fahiş ceza faturasının tenkisini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre oluşan ihlâl nedeniyle yapılan hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu, Sistem Kullanım Anlaşması’nın 10. maddesinde düzenlenen bazı ihlâllerin süreklilik arzeden ve dolayısıyla düzeltilebilecek ihlâller olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 06.05.2015 tarihli, 2014/4044 E. 2015/3365 K. sayılı ilamı ile davalının teknik nitelikteki itirazlarını karşılayan, taraflar arasındaki Bağlantı Anlaşması ve revize edilmiş 07.06.2012 tarihli Sistem Kullanım Anlaşması hükümlerini değerlendiren ve dava konusu ceza faturasında düzenlenen ihlâlin niteliği, hangi sözleşme hükümlerinin ihlâl edildiği, buna göre uyarı koşulunun gerekip gerekmediği hususlarında görüş içeren ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı sonrasında yapılan yargılamada; 2012 yılı Eylül ayı içinde davacı şirketin 7 ayrı günde ve 1 saatlik zaman dilimi içinde mevzuatın öngördüğü reaktif enerji sınırlarını aştığı ve bağlantı anlaşmasının 10. maddesinde yer alan
ihlalin gerçekleştiği saptandığı ancak gerek enerji mevzuatında yapılan değişiklikler gözetilerek davacıya işletmesinde gerekli teknik değişiklikleri yapması için uygulama öncesi bir süre verilmesinin teknik bir gereklilik olduğu, akdedilen bağlantı anlaşmasının 16. maddesi ve sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesi uyarınca mevzuat, dağıtım ve sistem kullanım anlaşmaları hükümlerinden birinin ihlal edilmesi halinde ceza uygulanabilmesi için davalı tarafça uyarı yapılması ve ihlalin ortadan kaldırılması için süre verilmesinin ön şart olduğu, davalının davacıya herhangi bir uyarıda bulunmadığı ve süre vermediği, dolayısıyla ceza faturası düzenlenmesi için gerekli ön şartın yerine getirilmediği, bu nedenle davalının dava konusu fatura nedeni ile herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 16.09.2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Taraflar arasında 23.06.2008 tarihli bağlantı anlaşması yapılmıştır. Bu anlaşmanın 3. Maddesine göre, “kapasitenin aşılması halinde sistem kullanım anlaşması hükümlerinin uygulanacağı” belirtilmiştir. Keza, taraflar arasında 07.06.2012 tarihinde revize edilen sistem kullanım anlaşmasının 9.maddesine göre uyarı şartı olmaksızın davalının ceza uygulayabileceği kararlaştırılmıştır. Davalı, Eylül 2012 de gerçekleşen ihlaller nedeniyle davacının İletişim Sistemi Enerji Arz Güvenliği ve Kalite Yönetmeliğinin 11. maddesine aykırı davrandığını tespit ederek ceza uygulamış ve faturaya bağlayarak davacıya tebliğ etmiştir. Davacı, aralarındaki sözleşmeyedeki “uyarı yapılmasına” dair hükme aykırı olarak fatura kesildiğini, bu nedenle söz konusu faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine, aksi halde cezanın tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki bağlantı sözleşmesinde, davalının ceza uygulayabilmesi için öncelikle davacıyı uyarması şart koşulmuştur. Ancak taraflar arasında bağlantı anlaşmasından sonra 07.06.2012 tarihinde revize edilen sistem kullanım anlaşmasının 9.maddesine göre uyarı şartı olmaksızın davalının ceza uygulayabileceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafın ihlalleri uyarı şartını kaldıran anlaşmalardan sonraki döneme aittir. 30.06.2010 tarihli revize edilmiş Sistem Kullanım Anlaşmasının 9. Maddesinde, ”…kullanıcının ilgili mevzuat, bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinin ihlal edilmesi halinde … aşağıda sayılan cezai uygulamayı yapar.” Hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin devamında, ihlallerin tanımı ve uygulanacak ceza miktar ve oranları belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi, 30.06.2010 tarihli sistem kullanım anlaşmalarında, “…bu anlaşma hükümlerinin ihlal edilmesi” halinde … ın ceza uygulaması açıkça düzenlenmiştir. Anılan sözleşmelerin 9. maddesinde, mevzuat, bağlantı anlaşması ve bu anlaşmanın her birinin ayrı ayrı ihlalleri halinde uyarı şartı aranmaksızın ceza uygulaması yapılabileceği, bir başka değişle anlaşmanın 9. maddesi, bizzat aynı maddedeki ihlal hallerinde de uyarı şartı aranmaksızın, bağlantı anlaşmasına gitmeden ceza uygulanabileceği açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle, Dairemizin Sayın çoğunluğunun “bağlantı anlaşmasında “uyarı şartı” muhafaza edildiğine göre, sistem kullanım anlaşmasında “uyarı şartının” kaldırılmasının …’a “uyarı yapmadan” ceza uygulama imkanı vermeyeceği yolundaki görüşüne katılmamız mümkün değildir.
Dava konusu faturalar uyarı şartını kaldıran sözleşmeden sonraki döneme ilişkin olduğuna göre yerel mahkemenin menfi tespit davasının kabulüne dair kararının bozulması gerekirken onanmasına dair Sayın çoğunluğun kararına muhalifim.