Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2017/1617 E. 2020/3116 K. 19.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1617
KARAR NO : 2020/3116
KARAR TARİHİ : 19.10.2020

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, kooperatif aidatları ve işlemiş faizlerinin tahsiline yönelik yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edilmesi sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, kooperatif üyesi olan davalının itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında ibraname düzenlendiğini bu nedenle müvekkilinin aidat ve faiz borcundan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini ve %20 oranında kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.12.2014 tarihli 2014/5728 Esas, 2014/8218 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflar arasında düzenlenen 30.01.2005 tarihli ibraname sonrası davacı kooperatif genel kurullarında yönetime bu konuda bir yetki verilip verilmediği veya yönetimce imzalanan “İbraname” başlıklı belge içeriği doğrultusunda icra edilen işlemlerin açıkça onaylandığına ya da benimsendiğine ilişkin genel kurul icazetinin bulunup bulunmadığı hususu ile 2005-2009 yılları arası döneme ilişkin aidatlarını yönünden davalı yanın sorumluluğu konusunun da tartışılarak bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; ödeme kararlarının alındığı genel kurul kararlarının kesinleşmiş ve geçerli olduğu, talep edilen borçların kooperatif kayıtlarında yer aldığı, kooperatif yönetim kurulu kararının genel kurul tarafından onaylanmadığı gibi bu konuda yönetim kuruluna açık yetki de verilmediği, davalının kooperatif genel kurul kararları gereğince ödemesi gereken ana para ve faiz borcunun mevcut olduğu gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1)Asıl dava yönünden;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup dava konusu alacağın, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Alacağın likit olması yeterli olup davalının ayrıca kötüniyetli olmasına gerek yoktur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre davacı yararına İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2) Birleşen dava yönünden; 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 427 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun’un 19’ncu maddesiyle HUMK’ na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında, 2017 yılı için 2.270,00 TL’dir. Taraf vekillerince temyize konu yapılan miktar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından taraf vekillerinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava yönünden mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine, asıl davada davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, aşağıda yazılı harcın asıl davada davalıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.