Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2017/1158 E. 2019/407 K. 12.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1158
KARAR NO : 2019/407
KARAR TARİHİ : 12.02.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili şirketin iflas erteleme davası açtığını, 04/02/2013 tarihinde talebinin kabul edildiğini, 2015/991 sayılı kararla müvekkili şirketin 03/12/2015 gününden itibaren iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini, kararın temyiz edildiğini, bu nedenle kesinleşmediğini, şayet …’daki dosyanın dönüşüne kadar beklenirse müvekkili şirketin ticari faaliyetlerini korumanın mümkün olmayacağını, oysa müvekkili şirketin revize iyileştirme projesindeki yükümlülüklerinin büyük çoğunluğunu yerine getirdiğini ve halen de borçlarını hızla tasfiye ettiğini, özverili olduğunu, ileri sürerek iflas erteleme süresinin 1 yıl daha uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında, şeklen kesinleşmiş bir iflas erteleme kararı bulunmadan, iflasın ertelenmesine ilişkin kararın uzatılmasının talep edilemeyeceği, kaldı ki KHK’lar nedeniyle iflas erteleme yönünden uzatma da dahil her hangi bir karar ya da tedbir verilmesinin davanın açıldığı tarih itibariyle mümkün olmadığı, bu nedenle dava tarihi itibariyle dava şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince dosya kapsamında; gerekçeli kararın davacıya 19/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, İİK’nın 179/c. maddesinde belirtilen 10 günlük sürenin dolduğu, 29/12/2016 mesai bitimine kadar istinaf edilmesi gerekirken bu sürenin geçirilerek 02/01/2017 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 345. ve 2004 sayılı İİK’nın 179/c. maddeleri gereğince incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemeye erişim hakkı adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir. Bununla birlikte dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkansız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki, öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğinin kabulü gerekir
Mahkemeye etkili erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda tutarlı bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve etkili fırsatlara sahip olmasını gerektirmektedir. Özellikle hukuki belirsizlikler ya da uygulamadaki belirsizlikler, kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilmektedir. (Aynı yöndeki AİHM kararı için bkz. …, B. no: 51307/99, 23/1/2003, § 34). Bu nedenle, mahkemeler usul kurallarını uygularken bir yandan âdil yargılanma hakkını ihlâl edebilecek aşırı şekilcilikten, diğer yandan da yasalar tarafından düzenlenen usul kurallarının ortadan kaldırılması sonucu doğurabilecek aşırı gevşeklikten kaçınmalıdırlar. (Aynı yöndeki AİHM kararı için bkz. …, B. no: 35787/03, 26/7/2007, § 29; Eşim/…, B. No: 59601/09, 17/9/2006, § 24).
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince iflas erteleme kararının uzatılması talebi hakkında verilen hükmün istinaf yoluna başvuran davacı vekiline 19.12.2016 günü tebliğ edildiği ve davacı vekilince, istinaf yoluna başvurma dilekçesinin İİK’nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra, fakat 15 süre içerisinde 02.01.2016 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece gerekçeli kararda istinaf süresinin 15 gün olarak belirtildiği, bu durumda hukuki belirsizlik ve tereddüt bulunması karşısında davacı vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulünde zorunluluk vardır. Bu nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin, istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin 21.01.2017 tarih ve 2017/85 Esas, 2017/71 Kararının bozulmasına, istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin, istinaf isteminin süre yönünden reddine ilişkin 21.01.2017 tarih ve 2017/85 Esas, 2017/71 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 12.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.