Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/9536 E. 2017/3083 K. 06.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9536
KARAR NO : 2017/3083
KARAR TARİHİ : 06.11.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. … ile davalı kooperatif vekili Av. … gelmiş, diğer davalılar tarafından gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyeleri iken yönetim kurulunun 23.05.2006 tarih ve kooperatif tüzüğünün 14/2. maddesi uyarınca 28.05.2006 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısının 4. maddesinde alınan karar ile üyeliklerine son verildiğini, müvekkilleri hakkında alınan ihraç kararının iptaline ilişkin süresi içinde dava açıldığını, ihraç kararlarının kesinleşmeden yerlerine yeni üyeler alındığını, müvekkilleri tarafından ihraç kararlarının iptali ve aidat borçlarının olmadığının tespitine dair açmış oldukları davaların sonuçlanarak ihraç kararlarının iptaline karar verildiğini, bunun sonucu olarak mahkemenin vermiş olduğu iptal kararı ile müvekkillerinin üyelik hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğini, ancak Samsun 2. Noterliği’nin 28.01.2002 tarih ve 01345 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde kur’a çekiliş zaptına göre müvekkillerine bırakılmış olan dairelerin davalı kooperatif tarafından diğer davalılara devir edildiğini, Samsun 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/342 D. İş sayılı tespit dosyasında davalılar tarafından kullanılan dairelere ilişkin ecrimisil hesaplaması yapıldığını ileri sürerek, dairelerin davalılara devrine ilişkin yönetim kurulu kararlarının iptaline, müvekkillerinin her bir için kur’ada isabet eden dairelerin kendilerine tahsisine, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak koşuluyla her bir müvekkili için 10.000,00 YTL daire bedelinin 28.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalı kooperatiften tahsiline, müvekkillerine ait dairelerde oturmakta olan diğer davalıların müdahalelerinin önlenmesine ve oturulan süreye ilişkin olmak üzere ecrimisil ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacıların ihraç kararının iptaline ilişkin açtıkları davalarının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, davacıların halen kooperatife borçlu olduğunu, davacılardan … hakkında zimmet nedeniyle açılan ceza davasının beklenilmesi gerektiğini, davacıların ecrimisile ilişkin yaptırdıkları tespitin yokluklarında yapıldığını ve kendilerine tebliğ edilmediğini, daire tahsisine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

../..

S.2.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacılara tahsis edilen daireleri genel kurulun verdiği yetki ile yönetim kurulu tarafından, davalı gerçek kişilere tahsis edilmiş ise de, davacıların ihracına yönelik davalı kooperatif kararının, iptaline karar verildiği ve bu kararların kesinleştiği, yargılama sırasında, yine davalı kooperatif yönetim kurulunun (03.08.2014 tarihli) ayrı ayrı kararları ile, bu kez davalı kooperatif tarafından, iptale konu yönetim kurulu kararlarının kaldırılarak, kur’ada davacılara isabet eden dairelerin bizzat davacılara yeniden tahsis edildiği, dolayısı ile bu açıdan davanın konusunun kalmadığı, yine tahsis kararı verildiği için bedele ilişkin terditli talep hakkında hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, müdahalenin men-i ve ecrimisil talepleri yönünden ise iş bu tahsisin davalı kooperatif tarafından yapılmış olması nedeniyle, davalılar tarafından bu hakka dayalı olarak kullanılmasında, kendileri açısından haksız bir durumun bulunmadığı, davalı gerçek kişilerin iyiniyetli oldukları gerekçesi ile müdahalenin önlenmesine ve ecrimisil talebinin yerinde olmadığından bu talepler bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklı daire tahsisi, olmadığı takdirde bedeli, davalıların müdahalesinin önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Mahkemece men-i müdahale talebi yönünden de davanın reddine karar verilmiş ise de davacılara tahsis edilmiş olan taşınmazları halen davalıların kullandığı iddia edildimektedir. Bu durumda, davalıların halen kullanıp kullanmadıklarının araştırılması ve bu taşınmazların davacılar adına tahsisli olduğu kabul edildiğine göre davalıların kullandıklarının tespiti halinde men-i müdahale talebi bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.