Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/8931 E. 2018/5532 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8931
KARAR NO : 2018/5532
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asli müdahil …. Süt. San. ve Gıda Mad. Tic. A.Ş, müdahil …. Süt Ürn. Gıda San. ve Tic. A.Ş, müdahil … A.Ş, müdahil …, müdahil … İhtiyaç Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve müdahil … Araç Kiralama Çiçekçilik Gıda Hayv. Zir. Ür. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, süpermarketler zinciri olarak faaliyet gösteren müvekkili şirketin son dönemde yaşanan olumsuz durumlardan etkilenerek finansal yapısının bozulduğunu, borca batık duruma düştüğünü, sunulan iyileştirme projesinin başarıya ulaşması halinde borca batıklıktan çıkacağını ileri sürerek davacı müvekkilinin iflasının ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirketin borca batık durumda olduğu, iflas ertelemenin alacaklıların durumunu ağırlaştırmayacağı, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı şirketin iflasının ….06.2016 tarihinden itibaren … yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı bir kısım müdahiller vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan, somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK’na 179. mad.) İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin
mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Mahkeme, İİK’nın 166/…. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/…. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir.
İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Somut olayda, mahkemece, davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin denetime elverişli şekilde tespit ettirilmediği, ayrıca borca batıklık durumuna ilişkin yukarıda yer verilen ilkelerin aksine herhangi bir inceleme ve tespit yaptırılmadan, son alınan ve kaydi değerlere göre borca batıklık tespiti yapılan bilirkişi raporuna göre davacı şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararı verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, açıklanan usul ve ilkelere uygun olarak davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti ile borca batıklık durumunun, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının, somut verilere dayalı olarak bilimsel şekilde değerlendirilmesi için alanında uzman bir bilirkişi heyetinden, şirketin mali durumunu ve iyileştirme projesini açık ve somut dayanaklarla değerlendiren, yargılama sürecindeki değişimin ve son kayyım raporları uyarınca şirketin durumu nun da değerlendirildiği açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması, kayyım raporlarının denetlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz eden müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ……..2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.