Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/8303 E. 2019/5356 K. 16.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8303
KARAR NO : 2019/5356
KARAR TARİHİ : 16.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının kooperatif ortağı olduğunu, kooperatife olan aidat borcunu ödediğini, ancak aylık olarak belirlenen gecikme cezalarını ödemediğini, icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edildiğini, itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatı ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aidat borcunun tamamını ödediğini, belirlenen faiz oranının yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının icra takibinden sonra davalının toplam aidat ve gecikme bedeli olarak toplam 1.000,00 TL ödeme yaptığı, davalının yapmış olduğu 150,00 TL aidat bedelinin hariç tutularak kalan 850,00 TL miktarın gecikme zammı olması nedeniyle bu bölüm yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, hesaplanan gecikme zammı miktarından ödenen miktarın düşülerek kalan miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1- Uyuşmazık, davalı/borçlunun, takipten sonra ve davadan önce ödeme yaptığı dikkate alındığında, davacı/alacaklının, ödenmeyen miktar yanında takip masrafları, vekâlet ücreti ve tahsil harcı yönünden itirazın iptâli davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.21.09.2011 tarihli 2011/15-494 sayılı HGK kararında belirtildiği gibi öncelikle hukuk yargılamasının amacı ve hukuki yarar kavramları üzerinde durulmalıdır. Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin, ilke anlamına gelir. Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesi, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu ilkeden hareketle, davada menfaatin varlığı, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir.
Açıklanan ilkelere göre, bir eda davası niteliğinde olan itirazın iptali davasında menfaat kavramının yansıması da irdelenmelidir. Bu halde, itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemenin, mahsup edilerek davanın açılması gerekir. Davadan önce ödenmiş ve davacı/alacaklının da kabulünde bulunan ihtilaf dışı kalmış alacak hakkında hüküm kurulamayacağı açıktır.
Mahkemece, alacaklı tarafın, borçlunun icra takibinden sonra ödediği miktar yönünden, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını kabulle fazla istemin hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerekirken konusuz kalan miktar yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2- Davacı alacağının konusu sırf faizdir. Mahkemece, icra takibinin devamına karar verilerek BK’nın 121/3 maddesine aykırı olarak temerrüt faizine yeniden faiz yürütülmemesi gerekirken, mahkemece faize faiz uygulanması yerinde görülmediğinden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı ve davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.