Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/7021 E. 2019/1918 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7021
KARAR NO : 2019/1918
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili davalı kooperatifin ortakları olduklarını, kooperatifin 22.06.2014 tarihli genel kuruluna davet edilmediklerini, alınan kararların Kooperatifler Yasasın’a aykırı olduğunu ileri sürerek 22.06.2014 tarihli genel kurulda alınan kararların iptaline, kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görevden alınmalarına, mal varlıklarının üzerine tedbir konulmasına, kooperatif adına kayıtlı taşınmazlar üzerine, kooperatif hesaplarının dondurulmasına ve kooperatifin idaresi için kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların kooperatif ortağı olmayıp, kooperatiften sözleşme ile sabit fiyatlı konut satın alan kişi olduklarını, genel kurula katılma haklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacıların davalı kooperatiften sabit fiyatla konut satın almak suretiyle kooperatif ortağı oldukları, bu şekilde 91 kişiye konut satışının yapıldığı, iptali istenen 22.06.2014 tarihli genel kurul toplantısının 283 kayıtlı ortağın ortaklar listesinde gösterilerek yapıldığı, 128 ortağın katılımı ile kararların alındığı, kooperatifin gerçek ortak sayısının 374 olduğu, toplantıya katılan ortak sayısı ve toplantı için gerekli çoğunluk şeklen sağlanmış ise de, toplantı için yapılan çağrı Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesi, kooperatif ana sözleşmesi ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı bulunduğu, ortada usulsüz bir çağrı değil, açıkça kanuna aykırılık bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kurul kararlarının iptali davasıdır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve ana sözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı Yasa’nın 53. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinde, genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verilmiş ise de çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır.
Diğer yandan, genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa, bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4′ ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un
51/1. maddesi ise “Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur” hükmünü ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır” hükmünü, 2. fıkra ise “Genel kurulda kararlar, ortakların en az 1/4′ ünün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır” hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, yok hükmündedir ve baştan beri hüküm ifade etmezler.
Somut olayda, davacılar genel kurula çağrılmadıklarını ileri sürerek genel kurul kararlarının iptali istemişler ise de 22.06.2014 tarihli genel kurulun toplantıya çağrılmayan kişilerin toplantı ve karar nisabını etkilemediği, toplantıya 128 kişinin katılıp kararların oy birliği ile alındığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.