Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/5773 E. 2019/3175 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5773
KARAR NO : 2019/3175
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Avukat … ile davacı şirket temsilcisi …ve vekili Avukat…’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, davalı ile 29.12.2006 tarihinde ön protokol ve servis hizmetlerini içeren bir sözleşme imzalandığını, protokole göre belirlenen iki arsadan birini davacının satın almaya ve inşaat başlamayı taahhüt ettiğini, davacının bu arsayı satın aldığını ancak belediyenin imar uygulaması nedeni ile tarla vasfındaki taşınmazda inşaata başlanılmasının geciktiğini, davalının 12.09.2012 tarihli ihtarı ile sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, arsanın gereksiz yere iktisap edilmesi, 2 yıllık araç satışı ve malların stokta kalarak satılmaması, servis faaliyetinin yeniden başlaması nedeni ile zararı oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 150.000,00 TL. maddi, 50.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 29.12.2006 ve 12.09.2011 tarihleri arasında 6 kere uyarıldığını, ana tesis inşaatına ilişkin protokol hükümlerine uyulmadığını, davacının idari kaynaklı gecikmeye ilişkin iddialarının yersiz olduğunu, 5 yıllık bir beklemenin sonunda sözleşme ilişkisinin sürdürülemeyeceği, feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının elinde olmayan sebeplerle ve gayret sarf etmesine rağmen satış yerinin temin edilemediği, protokolde davalının da onay verdiği iki arsadan birini temin ettiği ancak komşu parsel maliklerinin itirazları neticesinde işlemlerin uzadığı, ana tesisin sözleşmeye göre faaliyete geçeceği zamandan 7 ay önce feshedilmesinin akde vefa ilkesine uymadığı feshin haksız olduğu, ihtarnamelerde ana tesise ilişkin bir itirazı olmadığı ve son protokolden 4 yıl önce süre verilmesi ve sorunun çözümü için protokol yapılması dikkate alındığında fesih için bir sebep olmayacağı, rapor ile davacının ne kadar satış yapıp kâr elde edebileceğinin hesaplandığı, davacının arsayı satın almış olmasından dolayı bir zararı olmadığı, davacının manevi tazminat isteyemeyeceği, davalı temerrüte düşürülmediğinden faizin dava ve ıslah tarihinden itibaren başlayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Dosya kapsamından davalının diğer itirazları yanında özellikle tazminat hesabına ilişkin olarak, gerek asıl gerekse ek rapora ayrıntılı gerekçeli ve teknik konulara ilişkin itirazlarda bulunduğu, itirazların ek raporda tam olarak karşılanmadığı, bu kapsamda davacının sadece yeni araç satışlarından kaynaklanan kâr mahrumiyetine hak kazanacağı gözetilerek, satış sonrası servis, işçilik ve yedek parça, aksesuar gelirleri, ikinci el araç satışı, madeni yağ, sarf malzemeleri satışı ile diğer faaliyet gelirleri olmak üzere tüm gelirlerinin nazara alındığı, gelir tablolarında ayrıntılı inceleme ve ayrıştırma yapılmadığı, ayrıntılı bilanço yerine gelir tablosuna bakılarak hesaplama yapıldığı, ayrıca kâr marjlarının hatalı alındığı, tahmine dayalı kâr marjlarının gerçeği yansıtmadığına ilişkin itirazları yeterince değerlendirilmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalı itirazları da dikkate alınarak, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli açıklanan hususları çözüme kavuşturan ek veya yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar vermektir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle (1) no.lu bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.