Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/5521 E. 2017/935 K. 27.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5521
KARAR NO : 2017/935
KARAR TARİHİ : 27.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ortağının …Köyü sulamasından yararlanmak suretiyle köyde tarla ektiklerini, doğacak borçlarına karşılık olmak üzere senet borcunun 1/2’si müvekkiline ait olmak üzere kooperatife senet verdiklerini, müvekkilinin senet karşılığında 4.000,00 TL’ye yakın ödemede bulunduğunu, ancak senedin tamamının takibe konulduğunu, senedin teminat senedi olduğunu, kullanılan su miktarı kadar borç olması gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin kullandığı su miktarının tespit edilerek yapılan ödemenin de mahsubu sonrası borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, alacağın kambiyo senedine dayalı olduğunu, teminat senedi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile ortağının 2005-2006 sezonunda soğan ektikleri, tarlanın kooperatif sulamasından yararlanılarak sulandığı, ancak takibe konu senedin düzenleme tarihinin ise 15.03.2004 olduğu, dolayısıyla ekim ve sulama işlemi yapılmadan önce doğacak su boruna karşılık teminat olarak verildiği, 13.09.2004 tarihli para makbuzuna istinaden davacının 3.600,00 TL’yi su borcu olarak ödediğinin davalı …’in beyanı ile doğrulandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu senet, davacı tarafından asıl borçlu olarak imzalanmıştır. Senedin teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılmamaktadır. Tek başına davalı kooperatifi temsile yetkili olmayan …’in senedin teminat senedi olduğuna ilişkin beyanı da kooperatifi bağlayıcı nitelikte değildir. Davacının ödediği 3.600,00 TL’ye herhangi bir itiraz olmadığına göre; bu bedel dışındaki borç ve işleyen faizden davacı asıl borçlu olarak dava dışı kefil ile birlikte sorumludur. Aksinin kabulü; kambiyo hukukuna aykırı olur. Bu nedenle, davanın 3.600,00 TL dışındaki miktarı için reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.