Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/5306 E. 2018/5439 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5306
KARAR NO : 2018/5439
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akaryakıt ve servis istasyonu işletilmesi ve intifa hakkı tesis vaadi ve yatırım hakkında sözleşme ve protokol düzenlendiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki devam ederken Rekabet Kurumunun genel düzenleyici idari bir işlem yapmak suretiyle 5 yıldan uzun süreli olan intifa ve bayilik sözleşmelerinin mümkün olmadığını, 5 yılı aşan sözleşmelerin takip eden 5. yılın sonundan itibaren geçersiz sayılacağına karar verdiğini bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin öngörülen süreyi aşan kısmının ifasının hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini, 15 yıllık intifa hakkı için 400.000,00 USD ödemede bulunduklarını, bu ödenen bedelin kullanılmayan dönemine denk gelen kısmı hesap edilerek toplam 401.217,70 TL tutarında fatura düzenlendiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine … 22. İcra Müdürlüğünün 2014/7477 Esas sayılı dosyası üzerinden iflas yolu ile adi takibe geçildiğini ve davalının haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia ve tüm dosya kapsamına göre; davanın niteliği itibariyle geçerli bir takibin bulunmasının dava şartı olduğu, takibin iflas talebini içermesi nedeniyle takibin İİK’nın 154/1. maddesine göre borçlu şirketin muamele merkezinin bulunduğu icra dairesinde yapılması gerektiği, icra dairesinin yetkisinin kamu düzenine ilişkin olduğu, davalı borçlu vekilinin süresinde yetki itirazında bulunduğu, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı tarafından davalı hakkında başlatılan geçerli bir takip bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İİK’nın 154/1. maddesi uyarınca iflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir. Ancak, İİK’nın 154/3. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir. Borçlu ve alacaklı yetki sözleşmesi veya yetki şartı ile borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa o yerin icra
dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve protokolde … İcra Dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Bu durumda mahkemece, … İcra Müdürlüğünün de yetkili olduğu göz önüne alınarak mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.