Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/5207 E. 2019/718 K. 26.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5207
KARAR NO : 2019/718
KARAR TARİHİ : 26.02.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Asıl ve birleşen dosyada davacı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre davacı şirketin, davalı şirketin işletmiş olduğu otel için çöp toplama, çöp taşıma, çöp dökme, tesis için ve çevresi ile teknik şartnamede belirtilen arazide potansiyel sivrisinek, … vb. haşere ile diğer zararlılara karşı ilaçlanması işini yaptığını, yapılan işin otelde bu amaçla çalıştırılan personelin … gideri, akaryakıt ve nakliye giderlerini de kapsadığını, davalı şirketin tek taraflı olarak haksız bir şekilde sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin edimini tam ve gereği gibi ifa ettiği halde davalı tarafın almış olduğu hizmet bedellerini ödemediğini, davalı aleyhine başlatılan … takiplerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takiplerin durduğunu ileri sürerek … dosyalarındaki itirazların iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere … inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen dosyada davalı vekili, davacı tarafın yüklenici/taşeron sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmede … giderleri, akaryakıt ve nakliye giderlerinin taşerona ait olduğunun açıkça belirlendiğini, davacının haksız ve kötü niyetli bir şekilde hizmet bedeli talep ettiğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Karşı davada davacı vekili, sözleşme gereği taşeron firmanın müvekkiline ait çöpleri belirlenen yere döktüğünü, buna karşılık tahakkuk edecek çöp döküm bedellerinin taraflarca sözleşmede birim maliyetli olarak belirlenip, … Büyükşehir Belediyesine ödenmek üzere taşeron firmaya ödendiğini, ancak davacı tarafın 2009 yılından bu yana müvekkili şirketten aldığı çöp dökme bedellerini ilgili belediyeye ödemediğini, davacının bu haksız ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle müvekkilinin 2. kez ödeme durumu ile karşılaştığını, davacı-karşı davalı yan tarafından belediyece kendi adına tahakkuk ettirilen ve müvekkili firmadan çöp döküm bedelleri adı altında aldığı ve idareye ödemekle yükümlü olduğu çöp dökme bedellerini idareye ödemeyip, tahakkuk ettirilen her bir ödeme emrinin iptali için idare mahkemesine dava açtığını ve her ay çöp döküm bedelini belediyeye ödeniyormuş gibi müvekkili firmadan tahsil ettiğini, yargılama sonucu davacının alacağı olduğuna karar verilmesi halinde müvekkili firmanın alacağına karşı takas definde bulunduklarını ileri sürerek, karşı davanın kabulüne ve Eylül 2009-Nisan 2012 dönemine ait çöp döküm bedeli olarak davacıya ödenen 165.214,00 TL’nin davacıya ödendiği her tarihten ayrı ayrı başlamak üzere reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında 2009, 2011 ve 2013 başlangıç tarihli 3 ayrı sözleşmenin bulunduğu, bu sözleşmeler uyarınca davacı yüklenici tarafından davalı … verene ait işletmedeki çöplerin toplanarak belediye çöp alanına dökülmesi ve böcek ve haşerat ile ilgili ilaçlanması işinin yüklendiği, sözleşme süresince davacı yüklenici tarafından söz konusu hizmetlerin yerine getirildiği, bu hususun davalı işverenin de kabulünde

olduğu, ancak sonradan idare mahkemesince çöp döküm ücretlerine ilişkin ödeme emirlerinin iptali söz konusu olduğundan ihtilaf meydana geldiği, idare mahkemesince yapılan iptal işlemi üzerine davacı yüklenici tarafından belli bir süreden sonra sözleşme uyarınca belediyeye ödenmesi gereken çöp döküm bedellerinin ödenmediği, davacı yüklenicinin bu bedellerin bir kısmını uhdesinde tuttuğu, bir kısmının belediye tarafından mahkeme kararı sonucunda davacı yükleniciye iade edildiği, davacı yüklenicinin belediyeye ödenmiş olması gerekirken ödenmeyip halihazırda elinde tuttuğu sebepsiz zenginleşmeye konu meblağın 200.419,84 TL olduğu, TBK’nın 136/2. maddesi uyarınca davalı/karşı davacının karşı davası yönünden talebiyle bağlı kalınarak 165.214,00 TL alacağı davacıdan talep etmekte haklı olduğu, ayrıca ana dava yönünden davacı yüklenicinin gerek incelenen ticari defter kayıtlarındaki borç – alacak durumu, gerekse mutabakat belgesi göz önüne alındığında davacının … takip tarihi itibariyle asıl dosyada 127.783,03 TL, birleşen dosyada 5.661,73 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan … takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Karşı dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası niteliğindedir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin, karşı davada taraf vekillerinin tüm, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-İİK’nın 67/2. maddesi, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne, göre red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davada, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca … inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin, karşı davada taraf vekillerinin tüm, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda belirtilen harçlarının temyiz edenlerden alınarak hazineye irat kaydına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.