Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/5182 E. 2019/1831 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5182
KARAR NO : 2019/1831
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yüklenicinin arsa sahiplerine teslim ettiği dairelerde eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu, bu eksik ve ayıplı imalatların bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, 6502 Sayılı Yasa’nın 3. maddesinde eser sözleşmesinin tüketici işlemi sayıldığının açıkça belirtildiği, işlemin tüketici işlemi sayılması nedeni ile davaya bakma görevinin 6502 Sayılı Kanun’un 73/1. maddesi gereğince Tüketici mahkemesine ait olması sebebiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı eksik imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmişse de 6502 Sayılı Kanun’un 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında, kanunda ifade edilen eser sözleşmelerinden maksadın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu madde 470. (mülga BK madde 355 vd.) ve devamında düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin, 6502 Sayılı Kanun bakımından ifade edilen tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 Sayılı Kanun’da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında, 6502 Sayılı Kanun’da, kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutafak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı
eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlığın 6502 Sayılı Kanun’a göre Tüketici Mahkemelerinde değil, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesi gerekirken, hatalı gerekçeyle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığının kabulü doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.