Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/4847 E. 2016/5419 K. 15.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4847
KARAR NO : 2016/5419
KARAR TARİHİ : 15.12.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka tarafından dava dışı borçlu ….e arkadaşları aleyhine başlatılan icra takibi neticesinde borçlu … adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, hacizli taşınmazın 20.01.2014 tarihinde cebri icra yoluyla satılması ardından. Satış bedeli tüm alacaklıların alacağını karşılamayınca 25.04.2014 tarihli sıra cetvelinin tanzim edildiğini, cetvelde 1. ve 2. sırada yer alan davalı alacaklının alacağının gerçekte var olmadığını, muvazaalı olduğunu ayrıca hacizlerine dayanak ihtiyati haciz kararının da görevsiz mahkemece verilmiş olması nedeniyle hacizlerin geçersiz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın alacağı nispetinde davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacaklı oldukları icra dosyalarından yaptıkları ihtiyati haczin davacı tarafın haczinden önce olduğunu, muvazaa iddiasının gerçekle bağdaşmadığını, ispat yükünün kendilerinde olmadığını, müvekkili ile borçlu … arasında ticari ilişki olduğuna dair çeşitli bankalardan verilen çekler bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklıda olduğu, davalının alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bono, çek, vs. gibi belgelerin alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadıkları, davalının borçludan olan alacağının varlığını ispata yönelik yeterli delil ibraz edemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile sıra ve derece cetvelinde davalıya ayrılan paydan, davacı bankanın alacaklı olduğu miktar kadarının davacı dosyasına ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
07.05.2014 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında, 09.05.2014 olarak yazılmış olması, HMK’nın 301. maddesi uyarınca, tarafların başvurusu üzerine veya re’sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.