Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/464 E. 2018/5428 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/464
KARAR NO : 2018/5428
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre 3244 ada, 44 parselde kayıtlı bulunan arsa vasıflı taşınmazda her arsa sahibinin 245 m²’lik arsasına karşılık 155 m² brüt daire verileceğinin kararlaştırıldığını, bu düzenlemeye göre müvekkillerine 14 daire verilmesi ve 10.800,00 Euro ödeme yapılması gerektiğini, müvekkillerinin sözleşme ile üzerilerine düşen edim yükümlülüğünü yerine getirdiklerini fakat davalı kooperatifin yapımını üstlenmiş olduğu binanın yapımına dahi başlamadığını, inşaatın teslim süresinin geçtiğini ileri sürerek sözleşme gereğince edimini ifa etmeyen davalı kooperatifin sözleşme gereğince ediminin ifasına, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile yükümlendiği edimleri belirlenen muayyen sürede yerine getirmediği, davalı yüklenicinin temerrüde düştüğü, davacı arsa sahibi ise aynen ifadan vazgeçerek zarar ve ziyan talebinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 91.569,49 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile hisseleri oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifasının gecikmesi nedeniyle ifadan vazgeçilerek tazminat talebine ilişkindir. Dosya içinde bulunan taraflar arasında düzenlenen 31.10.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 2. maddesinde “Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Yıldırım Beyazıt Mah., 516 Pafta, 3244 Ada ve 1 – 5 – 6 – 7 – 8 – 9 – 10 -11- 12 – 13 – 14 – 15 – 16 – 19 – 20 – 21 – 44 – 45 – 46 – 49 – 50 – 52 – 53 – 54 – 55 – 56 – (758) nolu Parsel sayılı gayrimenkul üzerinde tüm adanın temizlenmesine müteakip yapılacak olan tevhid-ifraz işlemlerinden sonra adı geçen parsellerden yeni oluşacak imarlı arsa üzerinde inşaat yapılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.

İmarlı olmayan gayrimenkul üzerine inşaat yapılması mümkün değildir. Ancak taraflar imar işlemlerinin yapılması şartına bağlı olarak sözleşme yapabilirler. İmar işlemleri yapılmasından sonra sözleşme geçerli hale gelir. Borçlar Hukuku’nda şart; bir sözleşmenin varlığının veya hukuki sonuçlarının gerçekleşeceği kesin olmayan gelecekteki bir olaya bağlanmasıdır. Sözleşmenin hukuki sonuçlarının doğması şarta bağlanmışsa taliki şart, sona ermesi şarta bağlanmışsa infisahi şart söz konusudur.
Somut olayda tarafların inşaatın yapılacağı arsaların imarlı olmadıklarını bildikleri sözleşmenin ifasının imar işlemlerinin tamamlanmasına bağladıkları, bu işlemlerin de henüz tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Arsa sahiplerinin öncelikli talebi sözleşmenin ifasıdır. İfa için kararlaştırılan şart gerçekleşmemiştir. Bu durumda mahkemece davalı yüklenicinin bu aşamada temerrüde düşmediği arsa sahiplerinin sözleşmenin feshini talep etmeyip davalı yükleniciden sözleşmenin ifasını bekledikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.