Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/4234 E. 2019/370 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4234
KARAR NO : 2019/370
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin hiçbir yasal dayanak olmamasına rağmen kooperatife üye olmadıkları gerekçesiyle genel kurula alınmadıklarını, bu uygulama nedeniyle açılan dava da üyeliklerinin devam ettiğine karar verilmiş olup kararın kesinleştiğini, kooperatifin müvekkiline üyeliğinden doğan haklarını kullandırmadığını, kooperatifin yasaya aykırı haksız uygulaması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 180.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, hükmedilecek tazminata tahakkuk ettiği tarihlerden itibaren en yüksek ticari faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle görev yönünden ve esasa ilişkin tüm açıklamalar doğrultusunda ise davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava ticari nitelikte bir dava olup bu durumda uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın talep halinde görevli mahkemeye gönderilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin esas hakkındaki kararla birlikte görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, HMK’nın 114/1-c madde hükmü uyarınca anılan yasal düzenleme gözönünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan Yasa’nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, 1086 Sayılı HUMK’nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak, hüküm fıkrasında “Dava dilekçesinin görev yönünden reddine” ibaresi doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK’nın 438/son maddesi uyarınca hüküm fıkrasının 1. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca dava şartı nedeniyle reddine karar verilecek şekilde hükmün 1 no.lu bendinin düzeltilmesi suretiyle hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan neden ile kararın hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki “Dava dilekçesinin görev yönünden reddine,” ibaresinin çıkarılarak, yerine “Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 31.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.