Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/4065 E. 2019/145 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4065
KARAR NO : 2019/145
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin 406 Sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu kapsamında Telekomünikasyon Kurumu ile imzaladığı sözleşme uyarınca her türlü telekomünikasyon hizmetlerini yürütmeye yetkili kamu görevi ifa eden bir şirket olduğunu, müvekkilinin sorumluluk sahasında davalı … tarafından “…” isimli konuşma kartlarının dağıtıldığını, davalı … Ltd. Şti. adına alınmış 13 adet telefon hattı ve davalı … adına abonman sözleşmesi ile alınan data ile internet protokolü üzerinden ses iletimi ile ucuz tarifeden şehirlerarası görüşme yaptırıldığını, davalıların 406 Sayılı Yasa’ya aykırı bu faaliyetleri ile müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek 7.060,26 TL zararın görüşmelerin başlama tarihi olan 20.07.2004 tarihinden itibaren T.C. … Bankasının kısaca vadeli avanslara uyguladığı ve geçerli olduğu tarihlere göre kademeli ve değişen oranlardaki avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Telekom vekili, müvekkilinin davada taraf ehliyeti olmadığını, … Kurumundan alınan lisans ile mevzuata uygun faaliyet göstererek davalılardan …’ya internet erişim hizmeti sağlandığını, diğer davalıların piyasaya sürdüğü arama kartları ve verdikleri hizmet ile ilgileri olmadığını, dava konusu 13 adet telefon hattı ile data hattının davacı tarafından diğer davalılara tahsis edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … Turizm ve … vekili, Telekomünikasyon Kurumu ile imtiyaz sözleşmesi imzalamış olan …. ve İletişim Ticaret A.Ş.’den uzak mesafe telefon hizmeti ve internet hizmeti alınarak lisans hizmet bedeli ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı yanın veri iletişimine ilişkin tespiti ve zarar hesabı ilgili kurumlarca saptanmadığından, doğrulanmadığından ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde geçmişe yönelik kayıtlar bulunamadığından davacı tarafın tek başına yaptığı tespite itibar edilmediği, davacı tarafın zararına ilişkin somut veri bulunmadığından zararın tespitinin yapılamadığı, geriye dönük bir zarar hesaplamasınında mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
TBK’nın 49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiillle başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 50/2. maddesi ise zararın tam olarak isbat edilmemesi halinde ne yapılacağı belirlenmektedir.
Somut olayda gerek tespit ve gerekse yargılama sırasında alınan 26.11.2008, 02.10.2010, 19.05.2011 tarihli raporlarda davalıların eylemi ile davacının zarara uğradığı sabit hale gelmiştir. Uyuşmazlık zararın tespiti noktasında toplanmaktadır. 19.05.2011 tarihli son raporda zararın oluştuğu rapor edildikten sonra heyette zarar hesaplaması yapacak bilirkişi olmadığından zararın hesaplanamadığı bildirilmiştir. Dosyada benzer olaylarda alınan tazminat raporları da bulunmaktadır. Tüm bu hususlar nazara alındığında mahkemece yapılması gereken dosyanın, zararın hesabı açısından uzman bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek dosyadaki deliller ışığında zarar hesabı yapılması mümkün olmadığı takdirde de TBK’nın 50/2. maddesi uyarınca bir zarar hesaplattırılarak hüküm altına alınmasıdır.
Belirtilen bu hususlara riayet edilmeden eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.