Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/3691 E. 2019/303 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3691
KARAR NO : 2019/303
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-

Davacı yüklenici vekili, taraflar arasında düzenlenen 10.11.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 13. maddesi gereğince arsa sahiplerince ödenmesi gereken bir kısım bedellerin ve 4708 Sayılı Kanun gereğince davalılarca ödenmesi gereken yapı denetim hizmet bedelinin, ayrıca bu bedelin davalılarca ödenmemesi sebebiyle encümen tarafından 07.01.2008 tarihli kararla müvekkili ve davalılar hakkında verilen cezanın müvekkilince ödenmesine rağmen bu bedellerin davalılar tarafından müvekkiline geri ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 34.244,45 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı arsa sahipleri …, ve … vekili talep edilen miktarların kim tarafından ödeneceği konusunda sözleşmede hüküm bulunmadığını, davacının ödemelerinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını, davacının sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkillerinin borcunun değil alacağının olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının götürü usulde üstlendiği sorumluluklarını yerine getirmek zorunda olduğunu, cezaların yüklenicinin edimlerini aksatması nedeniyle yatırıldığından müvekkiline yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen kararın davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 11.06.2012 gün ve 2012/2450 Esas, 2012/4078 Karar sayılı ilamı ile belgelerin okunaklı suretlerinin temin edilerek, ödemelerin kim tarafından ne amaçla yapıldığı konusunda bilirkişiden ek rapor alınıp, ödemelerin sözleşmenin 13. maddesi kapsamında bulunup bulunmadığı üzerinde durulması, yapı denetim hizmet bedeli ve buna ilişkin ceza konusunda ise 4708 Sayılı Kanun’un 5/son maddesinin sözleşme hükümleriyle birlikte değerlendirilerek oluşacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, sözleşmenin 15. maddesi gereği davacının ödediği 2.557,50 TL’yi davalılardan istemekte haklı olduğu, 07.04.2006 tarihli yapı denetim sözleşmesinde, yapı denetim bedelinin arsa sahipleri tarafından ödenmesinin kararlaştırılması nedeniyle davacı tarafından yapı denetim hizmet bedeli olarak ödenen 31.686,95 TL’nin davalılardan talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 34.244,45 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, kararı davalı …, davalılar … ve
… vekilleri temyiz etmiş, Dairemizin 16.04.2014 gün ve 2014/736 Esas, 2014/2984 Karar sayılı ilamı ile yüklenicinin götürü bedel karşılığında anahtar teslim şeklinde ifayı yüklendiği bir işte yapı denetim bedeli isteyemeyeceği, ayrıca talep konusu kalemlerden 2.000,00 TL alacağın da cins tahsis harcına ilişkin olup bu harç yapı kullanım izin belgesi alınması için yatırılması gerekli bir harç olması ve iskân alma yükümlülüğünün yükleniciye ait olması nedeniyle, bu kalem alacağa ilişkin talebin de reddi gerekirken, sözleşmenin 15. maddesi yanlış değerlendirilerek kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi de Dairemizin 01.10.2015 tarihli 2014/9096 Esas ve 2015/6195 Karar sayılı ilamı ile red edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı yüklenicinin davalılar adına harcama yaptığını 34.244,45 TL’yi davalılardan istediği, ancak taraflar arasında yapılan sözleşmenin arsa sahiplerine ait dairelerin anahtar teslimi olarak inşa ve teslim edileceği, yapının projeye uygun yapılacağı kararlaştırıldığından iskân masrafını ödeme yükümlüğünün davacı yükleniciye ait olduğu, bilirkişilerce davacının talep edebileceği miktar olarak tespit edilen 2.557,50 TL’nin 2.000,00 TL’sinin ise taşınmazın cins tashihi için ödenmiş bedel olduğu, bu bedelin yapı kullanım izin belgesi için yatırılması zorunlu bir masraf olup davacı yüklenicinin sorumluluğunda olduğu, 31.686,95 TL tespit edilen yapı denetim hizmet bedelinin kim tarafından karşılanacağının sözleşmede belirlenmediği, yapı denetim ücretinin sözleşme tarihinden önce yürürlüğe giren bir uygulama olup taraflarca bunun kim tarafından karşılanacağının ayrı bir hükümle belirlenmesi gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedel karşılığı anahtar teslimi şeklinde yapıldığından yapı denetim bedelinin de yüklenici tarafından karşılanması gerektiği, dolayısıyla iskân almak için gerekli masrafları ödeme yükümlülüğünün davacı yükleniciye ait olduğu, ancak bilirkişi raporunda veraset intikal vergisi olarak ödenen 557,50 TL’nin davalı arsa sahiplerince ödenmesi gereken bir bedel olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 557,50 TL’nin dava tarihi olan 31.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, mahkemece bozma öncesi verilen 12.11.2013 tarihli davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalılardan … tarafından temyiz edilmediği anlaşılmış olup hüküm bu davalı yönünden kesinleşmiştir. Bozma sonrası mahkemece verilen yeni kararda hükmü temyiz etmeyen davalı bakımından davacının bu yönüyle kazanılmış haklarının gözetilerek karar verilmesi gerekli iken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcın talep halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.