Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/3488 E. 2017/1821 K. 15.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3488
KARAR NO : 2017/1821
KARAR TARİHİ : 15.06.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil, ecrimisil, tahliye ve alacak davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-birleşen davalarda davacı … vekilince duruşmasız, davacı-birleşen davalarda davalı kooperatif vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı-davalı kooperatif iflas idaresi vekili avukat … ile davalı-davacı … vekili avukat … gelmiş, diğer davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Asıl dava ile birleşen 1998/132 Esas ve 1998/2591 Esas sayılı davalarda, davacı yüklenici kooperatif vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, inşaatların yapılması için muarazanın meni ve yetki verilmesi, tapu iptal ve tescil, fazladan imalat bedeli, gecikme tazminatı ve başka dava nedeniyle avukata ödediği vekalet ücretinin tahsilini; birleşen 1997/639 Esas, 2005/200 Esas ve 2011/659 Esas sayılı davalarda, davacı arsa sahibi vekili, nama ifaya izin, gecikme tazminatı, dairelerin tahliyesi, ıslah işlemleri ile bu taleplerle birlikte sözleşmenin geriye etkili feshi, yapıların yıkılması ve arsanın temizlenme masrafı ile arsa vergisinin tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından, dava konusu taşınmazda yapılan inşaatlar için yıkım kararları verildiği, bu kararların iptaline ilişkin olarak idare mahkemelerinde açılan davaların reddedilerek kesinleştiği, inşaatların fen ve sanat kurallarına uygun yapılmadığı, yıkım için belediyece ihaleye çıkıldığından sözleşmenin geriye etkili feshedilmesi gerektiği, inşaatın yıkılması ve yıkım masrafları talep edilmiş ise de, yıkım kararı zaten mevcut olup, masrafı da yıkım sonucu ortaya çıkacağından bu taleplerin reddi gerektiği, inşaat zamanında teslim edilmediğinden kira mahrumiyeti oluştuğu, sözleşme feshedildiğinden emlak vergi borcu istenemeyeceği gerekçesiyle, asıl dava, birleşen 1998/132 Esas ve 1998/ 2591 Esas sayılı davaların reddine, birleşen 1997/639 (bozmadan sonra 1999/550) Esas sayılı davada, nama ifa talebinin reddine; 24.000,00 TL gecikme tazminatının tahsiline, birleşen 2005/200 Esas sayılı davada …’a karşı açılan davanın husumetten reddine, sözleşmenin geriye etkili feshi talebinin kabulüne, yıkım talebi ve diğer taleplerin reddine, birleşen 2011/659 Esas sayılı davada, sözleşmenin feshinin tespitine ilişkin ayrı bir dava olduğundan aynı konuda karar verilmesine yer olmadığına, arsa vergisi talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı-birleşen davalarda davalı kooperatif vekili ve davalı-birleşen davalarda davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen davalarda davacı … vekilinin tüm, davacı- birleşen davalarda davalı kooperatif vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Birleşen 2005/200 Esas sayılı davada, arsa sahibince taraflar arasındaki sözleşmenin geriye etkili feshi, birleşen 1997/639 (bozmadan sonra 1999/550) Esas sayılı davada, inşaatın zamanında teslim edilmemesi nedeniyle oluşan kira kayıpları istenmiş, mahkemece bu talepler kabul edilmiştir. Kira mahrumiyetine ilişkin talep, hukuki mahiyeti itibariyle BK.’nun 106/II (TBK.md. 125/I) maddesinde düzenlenen gecikme tazminatı olup, müspet zarar kapsamındadır. Sözleşmenin geriye etkili feshini talep eden taraf, fesihte haklı olsa dahi, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, müspet zararlarını değil, ancak BK’nın 108/2. (TBK. md. 125/3) maddesinde dayanağını bulan menfi zararlarını talep edilebilir.
Bu durumda, mahkemece, birleşen 1997/639 (bozmadan sonra 1999/550) Esas sayılı davada, kira kaybı talebinin reddi yerine, yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-birleşen davalarda davacı … vekilinin tüm, davacı- birleşen davalarda davalı kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı- birleşen davalarda davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, davacı-birleşen davalarda davalı kooperatiften peşin alınan harcın istek halinde iadesine, davalı-birleşen davalarda davacı …’dan fazla alınan peşin harcın istek halinde iadesine, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-davacı …’dan alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı-davalı kooperatife verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.