Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/3216 E. 2017/3038 K. 02.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3216
KARAR NO : 2017/3038
KARAR TARİHİ : 02.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı kooperatif başkanı Serkan Seyitoğlu ve vekilleri Av. …, Av. Muammer Tellioğlu ile davalı … Kılıç vekili Av. Ersan Sümer gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri gereğince, davacı yüklenicinin inşaatı belli seviyeye getirdiğini ileri sürerek, dava dilekçesinde bildirdiği bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacının edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporlarına göre, davalı arsa sahibinin, davacı adına yaptığı imalatın bedeli nedeniyle kalan alacağının ve bu alacağa, muhtemel depo tarihine kadar hesaplatılan akdi faiz miktarının, davacı tarafından verilen süreye rağmen depo edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dairemizin 04.10.2013 günlü bozma ilamında, sözleşmede belirlenen akdi faiz oranı üzerinden, alacağın depo edildiği tarihe kadar hesaplatılacak faiz miktarının davalı lehine hüküm altına alınması gerektiği bildirilmiştir. Dosya kapsamından, asıl alacak 121.917,39 TL’nin, 12.02.2009 tarihinde depo edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, faiz miktarının belirtilen bu tarihe kadar hesaplatılması gerekirken, bozma ilamının hatalı yorumlanarak, tüm alacağın muhtemel depo tarihine kadar faiz hesaplayan bilirkişi raporunun esas alınması doğru olmamıştır.

Mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişiden ek rapor alınarak, asıl alacağın depo edildiği 12.02.2009 tarihine kadar akdi faiz oranı üzerinden faiz hesaplatılması, tespit edilen bu faiz miktarından, daha önce depo edilen 180.958,27 TL faizin mahsup edilerek, belirlenen bedeli depo etmesi için davacıya süre verilmesi ve sonucuna uygun bir hüküm tesis edilmesinden ibarettir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı kooperatife verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.