Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/317 E. 2018/5295 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/317
KARAR NO : 2018/5295
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının keşide tarihini yazmadan 20.000,00 TL borçlu olduğunu belirten senedi imzalayarak müvekkiline verdiğini, bu senede dayalı olarak başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, senedin davacının fazladan yapacağı işler nedeniyle düzenlendiğini, işlerin ise yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 15.04.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeyle davalı arsa sahibinin 35.000,00 TL ödemesinin kararlaştırıldığı, davacının davaya konu senedin bu alacağa istinaden düzenlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın dairemizin 24.12.2014 tarihli ilamıyla senedin hangi nedene dayalı olarak düzenlendiğinin saptanması amacıyla tarafların tanıklarının dinlenmesi, senedin sahteliği iddiasına ilişkin ceza dosyasının getirtilmesi ve senedin hangi nedene dayalı olarak düzenlendiğinin duraksamaya yer vermeyecek derecede belirlenmesi amacıyla bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde senedin davacının iddiası doğrultusunda verildiği, senedin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamı dışında ancak davacının davalı yararına yapması gereken işler nedeni ile verilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamış ise de, açıklanan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesi suretiyle onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm bölümünün (6) numaralı bendinde davacıya sözcüğünden sonra gelmek üzere “Kendini vekille temsil ettiren davalı tarafa takdir olunan A.A.Ü.T’nin 13. maddesi uyarınca 1.288,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine” sözcüklerinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.