Yargıtay Kararı 23. Hukuk Dairesi 2016/2960 E. 2019/255 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 23. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2960
KARAR NO : 2019/255
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı … vekili Avukat… davalılardan … ve … vekili Avukat…ile … mirasçısı dahili davacı … ile … mirasçıları vekili Avukat …’ün gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, davalı …’nun yüklenici, diğer davalıların arsa sahibi olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını ancak yüklenicinin inşaatı tamamlayamaması üzerine müvekkili davacının inşaat işlerini ve harcamalarını kendisi yaptığını, inşaatın tamamlandığını, davacı ile davalı yüklenici arasındaki protokol gereğince 7 nolu bağımsız bölümün davacıya verilmesi gerektiğini, davalı arsa sahiplerinin yükleniciye vekaletten azletmeleri nedeni ile devrin yapılamadığını ileri sürerek 1 no.lu bağımsız bölümün tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde 300.000 DM. harcamanın müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekili, davacı ile müevkkileri arasında hiç bir akdi ilişki olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafından sunulan belge üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, inşaatın tamamının davacı tarafından yapılmadığını, ortaklık ilişkileri olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1) Anayasa’nın 141/3. maddesi uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 297/1-c maddesi uyarınca da hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerekir. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nın 428. maddesi uyarınca … incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla … denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere mahkemece tarafların tüm delilleri açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle
reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, gerekçesiz hüküm kurulması, Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen “Hukuk Devleti” ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenen “Hukuki dinlenilme” hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen “Adil yargılanma” hakkını ihlâl edecektir. YHGK’nın 07.12.2011 tarihli 15-708 E, 737 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını yani kendini denetler. Üst mahkeme de bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler.
Somut olayda, dosyadaki belgeler ve bilirkişi raporları özetlendikten sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden, yukarıda açıklanan ilkelere aykırı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olup, kabul hükmünün hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlere dayandığı belirtilmemiştir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2) Bozma nedenine göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nededine göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, … duruşmasında vekille temsil olunan davalılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15. gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.